Türk sinemasında ilk gerçek bilimkurgu

İkisi de artık aramızda olmayan Giovanni Scognamillo ile Metin Demirhan’ın birlikte hazırladıkları “Fantastik Türk Sineması” (Kabalcı Yay., 1999) kitabında bir bölümün başlığı “Bilimkurgu Gibi” şeklindedir.

Yazarlar, Türkiye’de bilimkurgu sinemasının olmadığını, ancak “gibi” olandan söz edilebileceğini vurgularlar bu başlıkla ve şöyle derler:

“Yeşilçam sinemasının oldukça dar olanakları ve yetersiz teknik altyapısı dahilinde görsel efektler ve devasa dekorlarla görkem kazanan, genelde büyük yapım bütçeleri ve öncü çekim teknolojileri gerektiren bilimkurgu her zaman bir düş olarak kalmıştır. Aslında bir düş bile olmamıştır, ülkemizde bilimkurgunun yerleşmiş bir tür olmaması nedeniyle geçerli bir tür sayılamayarak sadece ve sadece kimi heveslilerin, neredeyse kimi sinema maceraperestlerinin hedefi olarak çok az sayıda bazısı geçerli, çoğunlukla geçersiz örnekler verilmiştir.”

Büyük çoğunluğu “avantür” sularında yüzen, arada komediye de göz kırpan “Görünmeyen Adam İstanbul”da, “Uçan Daireler İstanbul”da, “Baytekin Fezada Çarpışanlar”, “Turist Ömer Uzay Yolu’nda”, “Astronot Fehmi”, “Dünyayı Kurtaran Adam” gibi örnekleri veren yazarlar, “Dünyayı kurtardık ama patronu batırdık!” dedirten filmleri........

© Aydınlık