menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir kış gecesi eğer bir yolcu…

26 3
28.11.2025

Son Altın Portakal’ın ulusal yarışmasında “favori” olarak gösterilen ve kapanış töreninden yalnızca en iyi kadın oyuncu ödülüyle dönen “Erken Kış”, Özcan Alper’in önceki filmlerinden “Sonbahar” (2008) çağrışımlarıyla yüklü bir yol/yolculuk filmi. “Soğuktu ve yağmur çiseliyordu” atmosferinde geçen, yüzeydeki küçük sayılabilecek öykü üzerinden alt katmanlarda gelişen, taşıyıcı annenin bebeğe bağlanmasını kurcalayan, kaçak göçmenliğe ve fısıltılı bir aşka odaklanan, puslu manzaraya sessizliğin eşlik ettiği bir film var karşımızda. Senaryosu Özcan Alper ve Uğur Aydedim tarafından yazılan “Erken Kış”ın yansıttığı içsel gerilim nedeniyle, bir “muammanın peşrevinde muallaktayız” öyküsü anlattığı da söylenebilir.

Gürcistan’da yaşayan Ukrayna kökenli genç kız Lia, İstanbul’da Handan ve Ferhat çiftine yasadışı yollardan taşıyıcı annelik yapar. Film boyunca kendisini hiç görmediğimiz, yalnızca telefonda sesini duyduğumuz Handan, kızın bir an önce ülkesine dönmesini isterken Lia bebeğe bağlanmıştır. Sonunda genç kız ve Ferhat, İstanbul’dan Artvin’e, Gürcistan sınırına doğru uzun bir yolculuğa çıkarlar. Kırık bir aşk hikâyesinin de su yüzeyine çıkacağı bu güvensiz yolculuk, tıpkı........

© Aydınlık