Düşmanlarla ittifak yenilgi getirir

30 Ağustos 1922 günü Anadolu’nun o sıcak ovaları ve dağları bir ilke tanıklık etti. Mazlum bir ülke emperyalizme karşı bir zaferi tarih sayfalarına yazdırdı.

Atatürk devrimciliği şu gerçeği görmüştü:

“Türk'ün hakiki kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı ufuktan bütün şaşaasıyla doğacaktır!”

Saat 6.30.

Bu karara göre ordulara yeni emir ve talimat yazıldı.

-“Zaferin en önemli nedeni Türk milletinin bir devrimle kayıtsız şartsız hakimiyetini eline almış olmasıdır. Millî hâkimiyet öyle bir nurdur ki onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafa yıkılmaya mahkumdurlar.”

Bundan sonrası da gelecektir:

-“Meydan muharebesi, milletlerin bütün mevcudiyetleri ile ilim ve fen sahasındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısaca bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir imtihan sahasıdır.

-“Bu sahada, çarpışan milletlerin hakiki kuvvet ve kıymetleri ölçülür.”

-“Türk milletinin burada kazandığı zafer bütün tarihe, yalnız bizim tarihimize değil, cihan tarihine yeni cereyan vermekte kati tesirli bir meydan muharebesidir.

-“Bir milletin ruhu zapt olunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete hakim olmanın imkanı yoktur.

-“Saraylarının içinde Türk'ten başka unsurlara dayanarak, düşmanlarla ittifak ederek, Anadolu'nun, Türklüğün aleyhine yürüyen çürümüş gölge adamlarının Türk vatanından kovulması, düşmanların denizlere dökülmesinden daha kurtarıcı bir harekettir.”

Ankara’nın devrimci hükümeti bir yandan da iç cephede işbirlikçi yıkıcılığa karşı da savaşıyordu.
O alanda da zafere yürümekte kararlıydık.

Bugün açısından dersler çıkarıp ilerleyelim.

Bir de karşı cepheye bakalım.

Onları yenilgiye mahkûm eden neydi…

Ankara devrim hükümeti zafere komuta ederken, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın karar vericiliğinde Yunanistan “Küçük Asya Felaketi”ne sürüklendi.

Yalnızca siyasi ve askeri bakımdan değil, ekonomik bakımdan da zor durumdaydı.

Her zaman buradan kurtuluşun aslında “tek” yolu vardır.

Ya........

© Aydınlık