Cahil cesareti diyeceğim ama değil

“Emperyalist devletler, devlet ve milletimizin hayatına açıkça kastettikleri için, meşru müdafaa için toplanan TBMM, şimdiye kadar muhtelif vesilelerle açıkça veya zımnen ilan ettiği maksat ve mesleğini bir kere daha bütün cihana arz için” ünlü beyannameyi yayımlar.

Bütün dünyaya ilkelerini ilan eder.

İlk anayasadır.

1-Hayat ve bağımsızlığını yegâne ve mukaddes emel bildiği Türkiye halkını emperyalizm ve kapitalizm tahakküm ve zulmünden kurtararak, irade ve hâkimiyetinin sahibi kılmakla gayesine ulaşacağı kanaatindedir.

2- TBMM, milletin hayat ve bağımsızlığına suikast eden emperyalist ve kapitalist düşmanların tecavüzlerine karşı müdafaa ve bu maksada aykırı hareket edenleri cezalandırma azmiyle kurulmuş bir orduya sahiptir.

3- Emir ve kumanda salahiyeti Büyük Millet Meclisi'nin manevi şahsiyetindedir.

4- TBMM, halkın öteden beri maruz bulunduğu sefalet sebeplerini, yeni vasıtalar ve teşkilat ile kaldırarak yerine refah ve saadet ikame etmeyi başlıca hedefi sayar.

Bunun için de siyasi ve toplumsal ilkelerini milletin ruhundan alacak, yenilerini kuracak, kanun şeklinde uygulamaya koyacaktır. (18 Kasım 1920, “Halkçılık Beyannamesi”, Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.10, s.102-103)

Cumhuriyet aslında fiilen kurulmuştur. İlkeleri de saptanmıştır. Okların yönünün temelleri atılmıştır.
Kemalist Devrim dünya tarihinde yeni bir devrimin öncüsüdür, saltanatı yıkmanın ötesinde bir yer sarsıntısı yaratmıştır.

Altı Ok işte bu sürecin simgesidir. Uçları geleceği gösterir.

Hâlâ tartışılmasının nedeni de budur.

CHP uzun bir süredir işte bu devrim damgasını üzerinden silmeye çalışıyor. “Altı Ok’un gölgesinden” “vazgeçilmezlerinden” kurtulmaya, “yenileşmeye” çalışıyor. ‘Ortanın solu” “demokratik sol”, “yeni sol” ve “Yeni CHP”yle birlikte Parti liderleri tarafından Altı Ok da duvara anneanne fotoğrafı gibi asıldı; CHP mirası ya da ‘Altı Ok’la mutlaka hesaplaşılması yanında herhangi bir hesaplaşmaya girmeksizin, partinin yeni bir amblem edinmesi, gücünü sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinden alan yeni bir modele kavuşturulması gerekliliği üzerine yurtdışından ithal tartışmalar yapıldı.

Altı Ok’un “altına güvercin ekleyelim”, önerisi yapıldı; rengi kırmızıdan mavişe dönüştü. Şimdi yeni iki rengin eklenmesi kimseyi şaşırtmamalı. Ne var ki…??

Batıda devlet bayraklarının yanına LGBT bayrakları artık asılıyor. “Çağdaşlık”!!

Siz de diyeceksiniz ki, “e daha ne istiyorsun… fikirleriyle zikirlerini bir yapıyorlar…” Haklısınız. CHP’de değişim seslerinin yükselişi ve uygulanması basit bir başarısız seçim sonucu düzenlenmesi değildi; zaten giderek “halktan” kopuldu. Şimdi yapılan da aslında “sözde başarının” bedeli. Okların sıralanmasının bir anlamı vardır. İşte aynen o sırayla da vazgeçiliyor. Nasrettin Hoca’nın hesabı, “az öteye git… az öteye git…” diye diye… elde var sıfır!

Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılında, Oya Baydar çok açık yazmıştı ve kendi tanımıyla “darmadağın olmuş CHP’deki değişim” tartışmalarına öneride bulunmuştu:........

© Aydınlık