TCMB rezervleri üzerine gerçekler
TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tuttuğu döviz rezervleri ve yaptığı müdahaleler ekonomi gündeminin en önemli başlıklarından birisi olagelmiştir. Neoliberallerin AK Parti hükümetinin ilk yıllarında yoğun bir desteği vardı. Ancak IMF ile yapılan stand by anlaşmasının süresi dolduktan sonra AK Parti’nin izlediği genişlemeci ve altyapı yatırımlarını destekleyen büyüme politikaları neoliberallerin hedefi haline geldi. Bunda AK Parti’nin Batı’nın hedefine girmesinin de rolü olduğunu unutmamak gerekir.
Neoliberal zevat TCMB rezervlerinin yetersiz olduğunu ve Türkiye’nin ödemeler dengesi krizi ile karşı karşıya kaldığını iddia etmeye başladı. Eski bir bürokrat tarafından ortaya atılan iddia diğer neoliberaller tarafından kısa sürede sahiplenildi ve sık sık dillendirilmeye başlandı.
Öyle ki sosyal medyada her gün ‘swap hariç net rezerv’ hesaplayan hatta Türkiye’nin artık battığını iddia eden bir kitle oluştu. İşin trajikomik yanı şu ki ‘swap hariç net rezerv’ kavramının ne dünya akademisinde ne de uluslararası finans kuruluşlarında kullanılan bir kavram olmasıdır. Bu konu ile ilgili arama motorlarında bir araştırma yaptığınızda böyle bir hesaplamanın sadece Türkiye’de yapıldığı ve haberleştirildiği gerçeğiyle karşılaşıyoruz.
Kısacası büyük bir yalan üretilmiş, bu yalan büyütülerek ve şişirilerek döviz manipülasyonunun ana unsurlarından birisi haline getirilmiştir. Peki, işin aslı nedir? Dünyada ortodoks, heterodoks ve bu iki ekolün dışında kalan ekonomistlerin kullandığı kriterler nelerdir? Bunlara kısaca göz atalım.
Merkez Bankası rezervleri olası ekonomik ve finansal şoklara karşı ülke ekonomisinin istikrarı için büyük önem taşıyor. Neoliberal politikaların ve küreselleşmenin dünyaya dayatıldığı 1980’lerden sonra serbestleşen sermaye hareketleri sayısız finansal ve ekonomik krize yol açtı. Milli devletlerin........
© Aydınlık
visit website