Doğu Akdeniz’de Atlantik gaz projesi ve Türkiye’nin Avrasya üssüyle karşılığı

NEMESIS 2025 sadece bir tatbikat değildir, aynı zamanda Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye yönelik stratejik bir kuşatma manevrasıdır. Bu sözde tatbikat; ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Mısır ve GKRY’nin katılımıyla ve KKTC’nin de hak sahibi olduğu bölgede yapılmıştır. İsmini ise Yunan mitolojisindeki “intikam tanrıçası” Nemesis’ten almıştır. Senaryosu, enerji altyapısına düşman saldırısıdır. Düşman kim sorusunun cevabı, Türkiye. Çünkü Türkiye, Mavi Vatan Doktrini’yle bölgedeki deniz egemenliğini uluslararası hukuka dayalı olarak savunmaktadır. Atlantik koalisyonu, bunu tehdit olarak görmekte ve GKRY’yi tek meşru aktör olarak tanımlamaktadır.

Bu sürecin arka planı son derece açıktır. AB, 1 Ocak 2028 itibarıyla tüm Rus enerji ithalatını yasaklayacak bir yasa tasarısı onaylamıştır. Bu yasa, TürkAkım boru hattını da kapsamaktadır. Avrupa, Rus gazından Trump zoruyla vazgeçerken enerji açığını GKRY üzerinden Doğu Akdeniz gazıyla kapatmayı planlamaktadır. Bu plan Türkiye’nin hem enerji güvenliğini hem jeopolitik rolünü bertaraf etmeyi hedeflemektedir. NEMESIS 2025, bu stratejinin askeri ayağıdır. Türkiye NATO üyesi olmasına rağmen bu tatbikatta yer almamakta, KKTC de bilinçli şekilde dışlanmaktadır. Yani NATO üyesi olan Türkiye, NATO tarafından kuşatılmaktadır.

Norveç’in 65 yıllık silah ambargosunu kaldırarak Güney Kıbrıs’a silah satma yolunu açması, İsrail’in Güney Kıbrıs’a hava savunma sistemi kurması, İngiltere’nin Ağrotur ve Dikelya üzerinden sinyal istihbaratı yapması bu kuşatmanın silahlı ayağına örnektir.

Türkiye’nin buna karşı tek seçeneği pasif kalmamak ve aktif olmaktır. KKTC, bir Avrasya enerji ve güvenlik üssüne dönüştürülmelidir. Bu, bir tercih değil; stratejik zorunluluktur.........

© Aydınlık