1990’lı yıllardan beri Aydınlık’ta dile getirdiğimiz şu gerçeğin yakıcı bir şekilde gözümüzün önüne geldiği günleri yaşıyoruz: Emperyalist merkezlerin saldırganlığına karşı, hem ülkemizi hem de başta Filistin olmak üzere mazlumları savunmak Asya kalesini inşa etmeye bağlıdır. Vatan Partisi ilkini 1996’da düzenlediği Avrasya Konferansları dizisinde bu güç birliğinin nasıl inşa edileceğine yönelik ayrıntılı çözümler üretti.
Hatırlatma sebebimiz şu: Önceki gün çok sayıda merkezde Filistin’e destek mitingleri yapıldı. Katıldık, ses verdik, omuz omuza olmanın heyecanını yaşadık. Fakat bazı olguların altını çizmeliyiz:
1) Eylemlerde, İsrail saldırganlığının nasıl engelleneceğine dair İslamcı kesimin herhangi bir çözümü olmadığı bir kez daha anlaşıldı. Aksa Tufanı’ndan sonra Suriye sınırındaki ABD-İsrail kuvvetlerini bertaraf etme hamlesiyle ülkemizin güvenliğini sağlarken Filistin’e de omuz verebilirdik. İslamcı kesimin sözcüleri bunu söylediğimizde hala ‘Ama Esad…’ diye cümleye başlıyor. Dar mezhepçi hezeyanlar tüm yaşananlara rağmen hala belirleyici!
2) Bir bıçak gibi göğsümüze saplanan İncirlik Üssü ve utanç merkezi Kürecik Radarı miting günlerinde kürsülerde hatırlatılıyor ama hiçbir zaman bir icraat konusu........