Marks'ın değer teorisi: Çöküş, yapay zeka ve Petro - 3

Görünüşe göre içsel değer (kullanım değeri?) artı dönüştürücü değer (uygulanan insan emeği) artı ekolojik değer (doğanın etkisi) ve sosyal değeri (toplumun refahı) içeren daha genelleştirilmiş bir değer teorisi bulmaya çalışan M&C-GZ diyaloğunda bu argümanların hiçbirinden bahsedilmemektedir. Artık Marks'ın değer teorisinde olduğu gibi değer ile zenginlik, kullanım değeri ile değişim değeri ya da kâr ile toplumsal ihtiyaç arasındaki çelişkinin eleştirel bir analizini değil, kapitalizm altında olsun ya da olmasın 'her şeyin değeri' teorisini sunan bir değer teorimiz var. Diyalog, Karl Marx'ın değer kaynağı olarak doğayı dışarıda bırakarak “emek fetişizminden”, doğayı dışarıda bırakarak “idealist yaklaşımından” ve doğayı dışarıda bırakarak “antropomorfik” insan-yanlısı yaklaşımından bahsediyor. Marks'ın destekçileri de bilimsel değildir çünkü doğayı da içeren "daha incelikli bir analizle" (GZ diyor) değer teorisi geliştirmekte başarısızdırlar. Bilimsel bir yaklaşım "Marks'ın yazdığı her hecenin sadık bir savunusunda” takılıp kalmaz; bunun yerine tıpkı Einstein'ın Newton'un klasik fiziğini ya da kuantum mekaniğini değiştirmek için genel görelilikle yaptığı gibi ilerler ve şimdi genel göreliliği değiştirir.

M&C daha sonra Marks'ın değer teorisine sadık kalma konusunda en kötü suçluları seçme fırsatını yakalıyor. “Doğayı yalnızca bir 'kaynak rezervuarı' ya da en fazla 'tek' değer üreticisi olarak insan emeği faaliyetine tabi, gerçek zenginliğin........

© Aydınlık