Medeniyetler neden çıkarlar ve çökerler-2

Geçen haftaki yazımızda, medeniyetlerin çıkış nedenleri ve gerekli şartları belirtmeye çalışmıştık. Bu hafta da böylesine hızla yükselen medeniyetlerin, tarih boyunca neden aynı hızla battığına dair düşüncelerimizi belirteceğiz. Bununla da Mao Zedong’un daha 1970’li yıllarda ortaya attığı, “Amerika kâğıttan kaplandır” tahlilinin tarihi gerçekliklerden nasıl kaynaklandığını göstermeye çalışacağız. Yani Batı medeniyeti, tüm ekonomisi, kültürü, askeriyesi ve sosyal yapısı ile tepetaklak olurken, bunun öyle tesadüfi bir olgu olmadığını anlatmayı amaçlamaktayız burada.

Siyasi, ekonomik ve entelektüel elitler, güçlerini belirli fikirler, sınıflar ve üretim biçimleri üzerine kurarlar. Bunlar çok hızlı değiştiğinde, güçlülerin frenlere basmakta çıkarı vardır.

Medeniyetler gerilerken, bir zamanlar yenilikten faydalanan elitler, başkalarının da bu merdiveni kendileri gibi çıkmasını engellemeye çalışırlar. Böylece medeniyetin nimetlerini paylaşma konusunda bölünmüş toplumlar, altın yumurtlayan kazı öldürmeye çalışan saldırganlara karşı daha az direnebilir.

Dışarıdan gelenler, insanları ve binaları öldürebilir ve yok edebilir, ancak merakı ve yaratıcılığı öldüremezler. Bunu ancak biz kendimize yapabiliriz. Tehdit altında hissettiğimizde, istikrar ve öngörülebilirlik ararız, garip veya belirsiz görünen şeyleri dışlarız. Bunun sonucunda da toplumların açıklığı, birbirlerinden öğrenme yeteneği, yenikler için gerekli olan dinamizmleri durgunlaşır. Ve bilim insanları temkinli hale gelirken, edebiyat içe dönükleşir ve sanat geçmişe yönelir.

“Zor zamanlar güçlü adamlar yaratır ve güçlü adamlar da daha zor zamanlar yaratır” derler. Buna bağlı olarak, ifade ve düşünme........

© Aydınlık