Sömürgecilik ve kölelik üzerine
Son zamanlarda sömürgecilik ve kölelik hakkında çeşitli mahfillerde bilip bilmeden fikir yürütülür oldu. Ve lakin bu konular, bilgi sahibi olmadan anlaşılacak meseleler değildir. Kölelik mefhumu Batı dünyası ve İslam devletlerinde önemli farklılıklar içeriyordu.
Mesela, Osmanlı’da kölelik kurumu İslam kaidelerine göre belirlenmiş olup, Türklerde Batı dünyasındaki gibi sınıf ayrımına dayalı bir kölelik sistemi yoktu. Bu durum esasen İslam’ın kölelik ve köleleri azat etme konularına farklı şekilde yaklaşımından kaynaklanmaktadır.
İslâm dışı olan toplumların aksine, Osmanlı İmparatorluğu'na İslâmiyet’ten geçen ‘azatlık’ anlayışı sayesinde köleler özgürlüklerine kavuşabiliyorlardı.
Mesela efendisi cariyesiyle evlenerek veya kölesini bizzat azat ederek hürriyetine kavuşmasını sağlayabiliyordu. Yani Osmanlı’da kölelik devamlılık arz eden bir nitelik taşımıyordu. Yine köylüler hür olup Avrupa feodalizmindeki gibi bir toprağa bağlı kölelik düzeni Osmanlı topraklarında yer bulmamıştır.
Azat edilip hürriyetine kavuşan köleler devlet kademelerinde görev alabilirdi. Osmanlı belgelerine göre 1575 tarihinde İstanbul'da Mehmed b. Abdüllatif, orta boylu, açık kaşlı, esved ve sağ eli serçe parmağında eser-i cerh bulunan zenci kölesini azat ettiğini ve bu sûretle tamamen hür olduğunu beyan etmişti. Bu hadise mahkeme kararıyla belirlenmişti. Yine........
© Aydınlık
