Maraba kültürüne teslim olmak
Bu hafta Afrika’da Batı sömürgeciliğine dair başka bir yazı hazırlamıştım fakat son günlerde olan biten olaylar üzerine bir şeyler yazmak istedim.
Bilindiği üzere marabanın sözlük anlamı, birinin toprağını işleyerek yalnızca ürüne ortak olan kimse demektir. Fakat burada kullandığımız anlamındaki “maraba” avam kültürünü temsil eden tiptir.
Benim doğup büyüdüğüm Trabzon’un bir köyünde çocukluğumda eski komşularımız vefat edince yaşadıkları evlere marabalar yerleşmişti. Köklü ailelerin çocukları büyükşehirlere taşındıkları için toprağı işlemek yahut fındığı-çayı toplamak için o evler yukarı köylerde gelen bir maraba aileye teslim edilirdi. Maraba aileler konaklarda yaşama kültürünü, oradaki komşuluk adetlerini bilmedikleri için yeni geldiği yere adapte olmakta hem kendileri zorlanırdı hem de köyde yaşayan eski aileleri dolaylı olarak rahatsız ederlerdi. Mesela marabalar farkında olmadan bağıra çağıra sesli konuşur, gürültü kirliliği yapardı. Ya da belli başlı patika yolu kullanmak yerine daha kısa olan bir ailenin bahçesinden geçip karşı yola varırdı.
Biz yazları köye çıktığımızda böyle bir şeyle karşılaşmıştık. Rahmetli dedem buranın şahsi mülk olduğunu ve ortada sınır çizgisi yok diye bahçenin yol olarak kullanılmayacağını yeni gelen marabaya öğretmişti. Fakat maraba aileler zamanla köylerdeki evlerin çoğunu işgal ettikleri için artık eski düzeni bilip o nizama........
© Aydınlık
