BİR İÇİM SU |
Yağmur yağıyor
seller akıyor
Arap kızı camdan bakıyor.
Çöllerin bol olduğu Ortadoğu dünyasında,
Arap yarımadasında
yağmur az yağıyor diye böyle bir tekerleme çıkarılmış olmalı.
Çocukken tekerlemeleri pek sevmezdim
ama o gün niyeyse bu eski tekerleme geliverdi aklıma.
Belki de yağmur yağıyor diye hani neredeyse zil takıp oynayacak hale geldiğimiz için.
Barajlarda su seviyesi azalmış
ormanlar, ağaçlar kalmış suya hasret.
Nasıl sevinmeyelim yağan yağmura.
Radyo kanallarından birinde güzel bir müzik de buldum mu
akşam vakti evime
keyifle sürecektim arabamı.
Navigasyon dön köşeyi diyor.
İlgisizlikten iyice karmakarışık olmuş İstanbul trafiğinde
navigasyonu dinlememek mümkün mü?
Döndüm.
Allah Allah o da ne?
Önümde bir arazöz.
Belediye amblemi var üzerinde.
Bu yağışlı havada yolu suluyor.
İyi ama ben niye böyle görüyorum ki?
Acaba yağmur nedeniyle arabanın farları falan mı böyle gösteriyordu?
İnanılır gibi değildi
doğru görüyordum.
Yağmur yağıyor ama o araç iki taraflı yolu suluyordu.
Bana ne diyemedim.
Bastım kornaya,
allem ettim, kallem ettim durdurdum arabayı.
Belki de benden yaşça küçük şoföre
abi diye sesleniverdim ve
abi yağmur yağıyor
sen niye harcıyorsun suyu böyle diye sordum.
Onları durdurduğum için şaşıran ve ne diyeceğimi merak etmiş gibi bakan şoför
abi deyişime mi yoksa
ona sorduğum soruya mı güldü bilmiyorum ama
hafifçe gülümsedi ve
biz ne yapalım, görev diyorlar temizlik yap diyorlar biz de yapıyoruz.
Israr etsem de faydası yoktu.
Belliydi ki arabanın arkasındaki tankerde su bitmeliydi.
Peki anladım dedim.
Şoför koltuğundaki........