menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Önder Bali yanı başımızdan geçip gitti…

25 9
16.01.2025

Öncelikle şunu söylemeliyim ki Ferdi Tayfur üzerinden geçen haftaki “arabesk” yazımız masadaki tozu biraz kaldırmış. Tam da bunu istiyorduk. Sosyal medyadan, gazetemizden, kamuoyundan, sokaktaki insandan bir hayli dönüş aldık. Sevindik çünkü yazının bu kadar okunur olması bizi mutlu etti. Yorumların hepsini alıp başımızın üstüne koyduk, hepsi kıymetli. Bazıları “ben severim, sevmem, nefret ederim” toplamında kişisel olmakla birlikte bazıları da “topluma acı pompalıyor, kaderci, çaresizliğe mahkum ediyor” gibi daha sosyal açıdan yaklaşan çözümlemeleri içeriyordu.

Birçok konuda olduğu gibi taraflar var ve hepsi kendi baktığı noktadan katkı sunmuş. Fakat meselenin dışına çıkıp baktığımızda dikkatimizi çeken konu o ki büyük bir çoğunluk, karşısındaki üzerinden aslında kendini tarif ediyor gibi. Tarif ederken de parmağı karşı tarafa sallıyor ama iddiasını karşı tarafa değil, kendine ve çok yakınının duyup anlayacağı şekilde yakınlarında bir yerlere ünlüyor. Aslında oturup düşünülmesi gereken temel mesele de budur bizce!

Tartışmayı daha da açarak devam ettireceğiz çünkü meselemiz ne “arabesk” ne de arabesk üslûb. Bunu çok daha önceleri yazıp çizmiştik, merak edenler için dipnotta birkaç adres yazdık. Dileyen oradan da göz gezdirebilir.(1) O zaman da kıyamet kopmuştu, Şunu da eklemeden geçemeyeceğiz: yüzlerce mesaj içinden düşündüren iki mesaj var. İkisi de sosyal medyadan geldi. 1.’si bir esnaf, yanıt aynen şöyle: “İnsan yerine koyulmakla mutlu oldum!” 2. yanıt ise bir akademisyenden; “Emekli akademisyenim her tür müziği dinledim, O. Gencebay ve M. Gürses de dahil. Yıllarca bu seçkimi pek kimseyle paylaşmadım adeta........

© Aydınlık