Trump’ın diplomat/küresel sömürü haritası
Bir imparatorluk en çok nereden çöker? Ordular geri çekildiğinde değil!
Amerikan Federal Hükûmetinin kapanmasıyla birlikte maaşsız kalan memurlar, kapısına kilit vurulan devlet binaları, uçuş kulelerinde eksik personel nedeniyle riskli gökyüzü trafiği; tüm bunlar Washington’un iç çürümüşlüğünün sembolü hâline geldi. Bu iç sarsıntı, dış politikada daha agresif, küresel pazarlarda ise daha açgözlü bir sömürü siyasetini tetikledi. Trump yönetimi, klasik diplomasinin yerini tüccar diplomasine bırakırken, atanmış diplomatlar birer şirket komiseri gibi küresel kaynak damarlarına yöneldi.
Amerikan Federal Hükûmetinin kapanmasının arkasında, Kongre’nin yeni mali yıl için hazırlanan federal bütçeyi (yaklaşık 6 trilyon dolar büyüklüğünde) zamanında onaylayamaması yatıyordu. Bütçede, önceki yıla göre savunma ve sınır güvenliği kalemlerinde yüzde 7-10 arası artış, sosyal yardım programlarında ise rehabilitasyon ve göç fonlarının azaltılması yönünde kesintiler öngörülüyordu. Cumhuriyetçiler, özellikle güney sınırı boyunca duvar/elektronik güvenlik yatırımlarının genişletilmesini ve göçmen programlarının sert biçimde daraltılmasını talep ederken, Demokratlar, eğitim–sağlık fonlarında kesintiye gidilmesine ve sosyal güvenlik sistemine ayrılan kaynakların azaltılmasına karşı çıktı.
Bu karşıt pozisyonlar, yasa tasarısının kritik maddelerinde tıkanmaya yol açtı. Özellikle göçmenlik, Ukrayna’ya ek askeri fon sağlanması, enerji sübvansiyonları ve sosyal yardımların kapsamı gibi başlıklar, iki kanat arasında keskin bir ayrımı görünür kıldı. Tartışmaların düğümlendiği nokta, Cumhuriyetçilerin, sınır güvenliği bütçesi geçmediği takdirde hiçbir paketin Senato’dan geçmesine izin vermeyeceklerini ilan etmeleriydi. Bunun üzerine bütçe tasarısı oylanamadı ve yürütme erkinin yeni mali yıl için gerekli ödenekleri kullanma yetkisi düşmüş oldu.
Bu nedenle, devlet resmen “kapandı.” Yüz binlerce kamu çalışanı maaşsız bırakıldı, çevre ve gıda denetimleri gibi temel kamu hizmetleri askıya alındı. Federal Havacılık İdaresi (FAA) bütçe kilitlenmesinden en ağır etkilenen kurumlardan biri oldu. Normalde 8-12 kontrolörün çalıştığı hava trafik kulelerinde, döneme göre yalnızca 2-3 kişinin hizmet verdiği günler yaşandı. Güvenlik taramaları aksadı, gecikmeler zincirleme hâle geldi, büyük havalimanları bile kısıtlı mesaiyle çalışınca Amerikan göğü, adeta “güvenilmeyen bir bölgeye” dönüştü.
Washington’da federal binaların ışıkları sönerken, ülkenin iki yüzyılı aşkın devlet geleneğinin dayandığı bürokratik damar adeta pıhtılaştı. Hükûmet, kendi yurttaşına dahi maaş ödeyemeyecek hâle gelmişti. İşte bu iç........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein