Nihal Atsız, Vahdettin ve Osmanlı Hanedanı

Nihal Atsız ile ilgili daha önce Atsız’ın Atatürk ile ilgili hakaretlerini paylaşmıştım. Bu yazımda Atsız’ın Vahdettin ve Osmanlı Hanedanı ile ilgili sözlerini dile getireceğim. Atsız’ı okuduğumda dengesiz bir ruh hâlinin tezahürlerini gördüğümü itiraf etmeliyim. Küçüklüğümden bu yana kendisinin yazıp çizdiklerini okumuş biriyim. “Ruh Adam” romanı bana kalırsa kendi ruh halini yansıtan en önemli romandır. Eğer tutarsız ve pervasız bir kişilik olmasa çok daha önemli yerlere gelebilirdi. “Eklektik ve teorik birikimi yoksun” ideolojisinde diretmeseydi dünya çapında bir tarihçi ve edebiyatçı olurdu kanımca. Atsız’ın en önemli davranışsal mottosu: “Herkesi hain saymasıydı”. Hatta kendi dava arkadaşlarını bile yaftalamakta geri durmamıştır. Bunlardan birisi de : “Reha Oğuz Türkkan” idi. Ele aldığımız bu şahıs “Memleketimden İnsan Manzaraları”, “Kuvayi Milliye Destanı” gibi eserleri ortaya koymuş ve dünya edebiyatında kabul görerek göğsümüzü kabartmış Nazım Hikmet’i “bir numaralı vatan haini” (1) diye tekfir ederken Vahdettin’i “vatanperver” göstermesi tartışmalı bir konudur. Burada Vahdettin’in ülke aleyhine yaptığı şeylere hiç değinmeyeceğim çünkü konumuz bu değildir. Ayrıca Atsız’ın Osmanlı hanedanını “Gurbette Mecburi Yaşayanlar” adlı makalesinde tamamen masum, mağdur ve indirgemeci bir yaklaşımla vatanperver göstermesi de tartışmalı bir konudur. Elbette ki Osmanlı Devleti bizim de sahip çıktığımız bir ailedir. Ancak bir aileden Fatih Sultan Mehmet gibi dâhilerde çıkabilir (isim vermek istemiyorum)… yanlış insanlar da çıkabilir. Ancak Atsız Osmanlı hanedanının hepsini vatanperver olarak göstermektedir. Mason padişahların bile çıktığı bir aileden nasıl böyle bir çıkarım yapabiliyor anlam veremiyorum. (Masonluk algısı o dönemde olumsuz değildi. UNICEF gibi bir örgüttü masonluk. Sonradan masonluğun çehresi değişmiştir.) Zira Atsız’ın ruh hâli anlaşılmaz. Dengesiz, nevrotik bir........

© Aydınlık