Uzun boylu, babacan tavırlı adam, traktörü akasya ağacının gölgesine yanaştırıp motoru durdurdu. Kahveye yaklaşırken canı sıkkın gözüküyordu. Selamlaşmalardan sonra açıklamaya başladı, meselenin yaban domuzları olduğu anlaşıldı. “Bu gece buğday tarlasını mahvetmişler” dedi. Herkesin ortak derdi olsa gerek, 8-10 kişi birden lafa karıştı.
Birisi köpekler ısrarla havladığı zaman kalkıp tüfekle ateş edip korkutarak domuzları kaçırmayı önerdi. Diğer biri elektrikli tel çitin tek çare olduğunu söyledi. Domuzun verdiği zarardan yakınan adam, üç kat elektrikli çit olduğunu buna karşın komşu parseldeki zayıf bir noktadan sürü halinde gelerek bütün ekinleri yatırdığını söyledi. Biri arasında 18 tane moza bulunan sürüye rastladığını söyledi. Söze ben de katıldım, yaban domuzlarının bir batında 2 ila 7 yavru doğurabildiğini söyledim. Himmet adlı olanı: “Domuzlar bizim incirleri, zeytini, mısırı yedikçe semirdi. İyi bakılan mallar gibi (mal büyükbaş hayvan anlamındadır) iyi döl tutuyor domuzlar, dedi.
Mısır lafını duyan Ali, domuzun yeni ekilmiş silajlık mısır tohumunu, sıranın başından sonuna kadar burnuyla eşip çıkararak yediğini söyledi. Sürü halinde gelip birkaç gün içinde ekilmiş olan tohumları yediklerinden tarlaya yeniden ekim yapma gerektiğini söylendi. Hayli pahalı olan hibrit tohuma ve harcanacak mazota mı yanarsın, zaman kaybına mı? Zaman deyince “Kocasından........