menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir zamanlar bağlar vardı

18 1
tuesday

Kasabamızın esas yerleşim alanı Aşağı Mahalle olarak bilinir. Sonradan kurulmuş olan bizim mahallenin adı ise Bâlâ Mahallesi. Bâlâ, yüksek demek. Çocukluğumda bizim evlerin etrafında bağlar vardı. Daha doğrusu bizim evler bağların arasında yapılmıştı. Sokağımızın adı Ballı Bahçe Sokağı. Nihayetinde, çiftçilik yapan aynı zamanda kasabanın futbol takımında as oyuncu olan Mehmetali Ballı’nın evi olduğu için bu ad verilmiş olsa gerek.

Evimizin tam karşısında Hacıbey’in bağı vardı. Sokağın kıyısında yığma topraktan yapılıp üstü çalı çırpı ile örtülen bir buçuk metre yükseklikte kesik denilen bir duvar var. Hemen arkasında duvarları kerpiç, üstü toprak örtülü düz bir dam var. Binanın duvarları üstüne uzunlamasına düver adı verilen sağlam bir kalas yerleştirilir. Düverle yan duvarlar arasına düzenli aralıklarla daha ince kalaslar konur. Bunların üzerine sık dallı çalılardan bir zemin oluşturulur. Bu zemin üzerine killi toprak serilir. Bir miktar tuz ilave edilir. Üzerine silindir biçiminde ağır bir taş konur. Yuvgu taşı denilen bu taş zaman zaman zemin üzerinde gezdirilerek toprak sıkıştırılır ve su geçirmez olur.

Oda önünde “hayat” denilen yerden yüksek düz bir zemin bulunuyor. Duvarlar çamurla sıvanmış, kireç badanalı. Ufak bir pencere, tahta kapı, kapının mandalı duvara bağlı söveye çakılmış, dışta kalan ucu halka şeklinde bir çatal çiviye geçirilip üstüne bir asma kilit takılıyor.

Sözü edilen bağ ile aynı hizada Deli Memed’in bağı vardı.........

© Aydınlık