Aile işletmeleri korunmalı

Tarımsal işletme yönetimi ile ilgili kitapta yer alan bir çizim, işletme edinme konusunu çok iyi şekilde anlatmaktadır. İşçi tulumu giymiş bir genç, ön tarafındaki upuzun bir ahşap merdivene bakıyor. Merdivenin yapısı hayli tuhaf. En altta her biri diz yüksekliğinde iki basamak var. İkinci basamağın hizasında “tarım işçisi” yazılmış, belli ki işçi olarak çalışma dönemini temsil ediyor. Üçüncü basamağın üst kenarı adamın boyu kadar yüksekte, yani erişilmesi çok güç ve o seviyede “kiralanmış küçük işletme” yazılı. Sonra iki rahat basamak geliyor ve orada “kiralanmış büyük işletme” yazılı. Hayli uzun bir basamağa daha geliniyor, oradaki yazı “ipotekli mülk” şeklinde, sonra iki rahat basamak ve orada “ipoteği olmayan mülk” yazılı ve sonrasında; zemininde “emniyetli” yazılı yatay bir düzleme ulaşılıyor. Genç adamın başının üst kısmında ise “Acaba tırmanabilecek mi?” yazısı var.

Tarım işçileri çoğunlukla toplumun yoksul kesiminden gelirler. İşlerin yoğun olduğu dönemlerde pek çoğu kötü koşullarda ve mevsimlik çalıştığı için onların, mal mülk edinecek şekilde birikim yapma olanağı yoktur. Açlıktan kurtulurlarsa hallerine şükrederler.

Tarım yapmak için gereken sermaye miktarı; bir miras veya bağış olmadıkça bir kimsenin yaşamının erken dönemlerinde sahip olamayacağı kadar yüksektir. Kısacası sıfırdan başlayıp yeni bir tarım işletmesi kurmak son derece zordur. Bu nedenle mevcut işletmelerin yaşatılması çok........

© Aydınlık