Bir kenti korumak

Paris Belediye Başkanına belediyeciliğin en önemli görevlerinin başında hangisi geldiği sorulduğunda hiç düşünmeden “kenti halka karşı korumak” yanıtını vermiştir.

Kuşkusuz ilk bakışta kulağa hoş gelen bir yanıt değil bu. Ancak, bir kent halkına karşı nasıl korunmalıdır, diye düşünüldüğünde Başkanın sözlerini okumak daha gerçekçi ve kolay olmaktadır.

Kentin korunmasını yalnızca fiziki olarak algılamamak, bu korumanın her alanı farklı açılardan kapsadığını da düşünmek gerekir. Örneğin, bir kentin marka değerini oluşturmak, korumak ya da farklı etkinlik ve de yeniliklerle yükseltmek de bu korumanın akla gelen ilk eylemleridir. Bir diğer söyleyişle korumak yalnızca mevcut olanı muhafaza etmek değil, aynı zamanda onu geleceğe yönelik hazırlamak, yazılı ve görsel yayınlarla gelecek kuşaklara belirli periyodlarla aktarmak, tarihsel ve de yaşanmış değerlerine her dönemde değinmeler/eklemeler yaparak geleceğin beğenilerinde kabul görecek bir konuma getirmektir.

Bu söylediklerimizi daha da somutlaştırmak mümkün. Örneğin daha düne kadar ünlü mimar Raimonda D’aronco’nun elinden çıkma padişahın terzisi Botter’in İstanbul’da art-nouveau tarzındaki ilk bina olan evinin yerini kim........

© Aydınlık