Kültürel hegemonya

Hegemonya… Kökü Yunanca, Hegemonia… Bir sistem içindeki bir elemanın diğerlerinden üstün baskın olduğunu belirtir. Gramsci’ye göre hegemonya oluşturmak, toplumsal yaşam içerisinde birinin kendi görüşünü bir bütün olarak toplum içerisinde tamamıyla yayarak ve bunun sonucunda kendi çıkarlarını toplum çıkarlarının önüne alarak ahlaki ve siyasi açıdan bir liderlik kurması demektir. (Eagleton, 2020:158)

Karl Marx’ın tarihsel materyalizmi bağlamında anlaşılabilecek hegemonya kavramı, yönetici sınıfın çıkarlarının ideal biçimde, evrensel çıkarlar olarak temsil edilmesidir. Devletlerarası ilişkilerde hegemonya siyasi hükümranlık veya tahakkümdür. Burada hâkim sınıf tanımları, kültürel ve ekonomik kodlar ve toplumsal sınıflar arasındaki ilişkiler dikkat çekicidir. Hâkim sınıfların değerlerinin kabul ettirilmesi, kendi erkine rıza gösterilmesi gibi ana fikirler ön plandadır.

Hegemonya kavramını Gramsci ortaya atsa bile siyasi olduğu kadar başka türlü hegemonyalar da vardır. Örneğin, “erkek hegemonyası” kavramında erkeğin kültürel değerler çerçevesinde kadına açık veya örtük tahakkümü vardır. Hegemonyacı devlet kavramında bir devletin sistemdeki diğer devletler karşısında üstünlük sağlamasıdır. Bunun için güç gerekmektedir. İdeolojik hegemonya egemen sınıfın toplumun tüm bileşenleri (ekonomi, kültür, etik…) üzerindeki........

© Aydınlık