Düşler Lordu Sandman'in Dünyasından 4 Kısa Öykü: Sandman 3: Düş Ülke

Neil Gaiman’ın hayal gücünün zirvesi olarak görülen ve yazılmış en iyi çizgi romanlar arasında gösterilen Sandman serisinin 3. cildi “Düş Ülke”, ilk 2 ciltten daha farklı bir yerde konumlanıyor. İlk cilt Prelüdler ve Noktürnler’de uzun zaman hapsedilen düşler diyarının lordu Sandman’in kurtuluşu ve normal hayatına dönme çabalarını okuyorduk. İkinci cilt Bebek Evi’nde ise yan hikâyelerle birlikte anlatılan ve finalde bütünlüğe varan bir hikâye kurgusuyla karşılaşmıştık. Rose Walker’ın kardeşini bulma macerasına, seri katiller ve antik çağlardan kalan bir hikâye de eşlik etmişti.

Serinin üçüncü cildi " Sandman 3: Düş Ülke” ise bütünlüklü bir hikâyeden ziyade, kısa öykülerden oluşan bir Sandman çizgi romanı okumamızı sağlıyor. Kısa öykü ve novella konularında usta bir yazar olduğunu bildiğimiz Gaiman, bu yeteneğini Sandman’in dünyasında da gösteriyor ve anlattığı öykülerle âdeta bir gövde gösterisi yapıyor. Kültür sanat dünyasına yaptığı göndermeler ve sıra dışı öykülerle kendi hayal gücünü taçlandırıyor.

Bu sayıda bizlere 4 farklı kısa öykü eşlik ediyor. Kalliope adlı öykü, adından da anlaşıldığı üzere Yunan Mitolojisi’nde ve Homeros eserlerinde karşımıza çıkan 9 esin perisinden birine odaklanıyor. Bin Kedinin Bir Rüyası’nda kedilerin gözünden insanların dünyasını anlatıyor Neil Gaiman. Bir Yaz Gecesi Rüyası ise elbette İngiliz edebiyatının en büyük isimlerinden William Shakespeare’in aynı adlı oyununa yönelik bir öykü. Son öykü Faça’da ise toplum dışına itilmiş bir kadının kendini bulmasının hikâyesini ustalıkla anlatıyor.

Birkaç cümleyle öyküleri kısaca özetlemek, Sandman dünyasıyla bağlarını ifade etmek ve Düşler Lordu Moprheus’un bu hikâyelerindeki yerine değinmek gerek.

Kalliope’de Gaiman yine yapmaktan en çok........

© Aydınlık