Üçüncü Dünya’nın Savaşı ve Gurbet

Kazanmak için insan gücüne ihtiyacımız var. Savaşlar bir düğmeye basıp füzeyle toplu imha prensibine dayanmıyor. Büyük güçlerin bu yetenekleri dengede sayılır. Bir medeniyet diğerini dövecek. Emperyalizme karşı Asya Çağı!
Bugün toplum bilimi alanına giriyoruz.
Dışişleri Bakanlığının 2019 yılı raporlarına göre 152 ülkeye dağılarak yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının sayısının 6 milyona yakın olduğu görülmektedir. Bugün ise rakamın 6,5 milyon olduğu söylenmektedir.
Türk vatandaşlarının ülkelere göre dağılımını tahmin edin diye sorulsa ilk sıradaki ülkenin hangisi olduğunu söylemek sanırım hiç zor olmayacaktır; 3,5 milyonu aşan Türk varlığıyla Almanya. Türkiye’yi merkeze koyan bir inceleme yapacağız ancak şu bilgiyi de vermekte fayda var. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi ülkelerin yurtdışında yerleşik olan 24 milyona yakın vatandaşı bulunuyor [1]. Türk vatandaşlarının Almanya’dan sonraki durakları ise 700 bin kişiyle Fransa. Hollanda 500 bin, İngiltere (Birleşik Krallık) 400 bin, Belçika 250 bin, Avusturya 250 bin, Avustralya 150 bin, İsviçre 130 bin Türk vatandaşı ile listenin ilk sıralarını oluşturuyor.

Kaynaklara göre Japonya’nın teslim olması ikinci dünya savaşının sona erdiğini göstermektedir. İkinci dünya savaşı, arkasında yıkılmış şehirler bırakmıştı. Türkiye bu savaş döneminde askeri olarak yer almamıştı.
Bugün Avrupa Birliği (AB) olarak örgütlenen coğrafi bölge ikinci dünya savaşı sonrasında büyük oranda yıkılmış, insan kaynağını kaybetmiş ve Amerika’nın tam kontrolüne teslim olmuş bir durumdaydı. Yeniden imar için Amerika’nın planlamalarına da teslim olunmuştu. İşgücü ihtiyaçlarının zirvede olduğu bir dönemde Türkiye ile yapılan işgücü anlaşmaları bugün bahsettiğimiz yurtdışındaki Türklerimizin hikayelerinin en önemli başlangıcı denilebilir. 1960’larda Batı Almanya’da 2 bin 700 olan Türk nüfusu 1970’lerde 615.827 kişiye ulaşmıştır [2].
Almanya’nın benim için özel bir anlamı var. Anne tarafından dedem rahmetli Eşref Terekeme de 70’lerin sonunda Ardahan’dan Almanya’ya işçi giden biriydi. Disiplinli, hoş sohbet biri olması Alman toplumunda zorluk........

© Aydınlık