menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

New York seçimleri – işçi sınıfının dönüşü

25 0
19.11.2025

New York belediye seçimlerini kazanan, Amerika’nın Demokratik Sosyalistleri’nin (DSA) adayı Zohran Mamdani, “bu zafer, işçi sınıfının zaferidir” dedi, ki doğrudur. New York mali sermayesinin (ve aslında alttan alta Demokrat Parti’nin önemli bir kesiminin) adayı, müesses nizamın temsilcisi Andrew Cuomo kaybetti. Amerika’nın en büyük tekellerinin temsilcisi Başkan Donald Trump, seçimlere kabaca müdahale edip Cuomo için oy istemişti. Zohran seçilirse New York’un federal fonlarını kesmekle tehdit etmişti. Trump ve zorbalığı da yenildi. Cumhuriyetçi Parti zaten varlık bile gösteremedi. New York’un emekçi mahallelerinde, sayısı 100 bini bulan aktivistle taban çalışması yapan Amerika’nın Demokratik Sosyalistleri (DSA) ve bu çalışmaya öncülük eden Zohran Mamdani kazandı, hem de Q’le!

Demokrat Parti elitleri, tıpkı daha önce Bernie Sanders’a yaptıkları gibi, Zohran’ı da tasfiye etmek için ellerinden geleni yaptılar. Ön seçimde zafer kazanıp partinin resmi adayı olduğu halde, çoğu son ana kadar Zohran’a destek açıklamadı. Zohran, desteğini hem mali açıdan hem de seçim çalışmalarında tamamen işçi sınıfından aldı. Aslında DSA, bu örgütü tabana dayanarak Demokrat Parti’yi Zohran’ı aday göstermeye mecbur bıraktı. Buna karşılık, Demokrat Parti elitleri, çürümüş siyasetçi Andrew Cuomo’yu “bağımsız” aday yaparak, onun etrafında toplandılar. Trump’ın da Cuomo’ya desteği ilginçti (oysa New York’ta yarışan Cumhuriyetçi bir aday daha vardı!) Bu müdahale işe yaramadı, hatta ters tepti.

Anneler için ücretsiz kreş, belediye otobüslerinin ücretsiz olması (metronun değil!), kiralara üst sınır konulması, süper-zenginlere sosyal fonlar için %2 vergi konması, ucuz belediye marketleri gibi sosyal talepler DSA tarafından formüle edildi ve Zohran tarafından başarıyla savunuldu. Zohran, ilk olarak da, başkanlık seçimlerinde Trump’a oy veren mahallelere gitti. İşçilere, yoksullara, göçmenlere kulak verdi. Onların derdini dinledi. Bu dertlerle hemdert oldu. Duyulmayanların sesini siyasete tercüme etti. Aslında Avrupa ölçütlerinde ılımlı sayılabilecek bu sosyal talepler ABD Başkanı Trump tarafından “komünist manyak” (!) diye suçlanmasına sebep oldu.

Aynı........

© Artı Gerçek