menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ANILARDAN BİR NAR GELİR BİZLERE:TEPEDEKİ MOR EV

15 1
21.11.2025

Kapı çalındı, gidip açtım. Sinan gelmişti. “Bir maniniz yoksa annemlerle Manav teyzeler size gelecekler” dedi. Annem geldi, “buyursunlar” dedi. Sinan gittikten sonra, “bu kimin çocuğu, nerde oturuyorlar” diye sordu. Ben de kapıyı açıp Sinanların evini gösterdim, Sinan’dan bahsettim. “Manav dediği kim” diye sordu, “bilmiyorum” diye cevap verdim. “Onlar geldikten sonra biraz dur, sonra ağabeyinin odasına gir dersine çalış” dedi.
Biraz sonra kapı çalındı, Sinan’ın annesi, ablası Selma, yaşlı bir kadın ile siyah saçlı esmer bir kadın geldi. Yanlarında Sinan da vardı. Annem, “buyurun, buyurun hoş geldiniz” diyerek misafirleri içeri aldı. Ellerinde beyaz kâğıda sarılmış bir şey vardı. Sinan ise “dışarı gel oynayalım” deyince arkama bile bakmadan ayakkabılarımı giyip çıktım.
Sinan’ın şişkin cebinde bir şeyler şıkırdıyordu. Pantolonuna elini soktu ve bir avuç renk renk bilyeler çıkardı. Sonra bunları iki avucunun arasına alıp şakırdattı ve “misketlerim çok güzel değil mi” diye sordu. Misket… Biz buna bilye derdik. Gerçi memleketimizde ‘bilya’ ve hatta ‘bille’ diyenler bile vardı ama misket denildiğini duymamıştım. Ş. Karaağaç’ta benim de iki tane bilyem vardı. Babam, araba parçalarının arasından çıkarmış, bana vermişti. Demirdendi ve biri iri diğeri daha ufak, ağır yuvarlaklar idi. O demir bilyelerden birini büktüğüm işaret parmağımla başparmağım arasına koyup diğerini yerde vururdum. Ama onları nereye koyduğumu hiç hatırlamıyorum.
Sinan, aşağıdan “Haaliim” diye bağırdı. Halim, pencereyi açıp bize baktı. Sinan önce misketlerini gösterdi, sonra eliyle ‘gel’ işareti yapınca o da avucuyla ‘tamam’ işareti yaptı, çok kısa süre sonra aşağıya indi. Halim; buğday tenli, düz sarı saçlı, çakır gözlü bir çocuktu. 4.........

© Antalya Son Haber