menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TÜRK GÜNEŞ KÜLTÜNÜN SÜREKLİLİĞİ

9 0
previous day

Özet

Bu makale, güneş ve gök merkezli kozmik zaman anlayışının Türkistan bozkırlarında şekillenen Turanî mitolojik zemininden başlayarak İran, Anadolu ve Roma dünyasında geçirdiği dönüşümü incelemektedir. Türklerin 12 Hayvanlı Takvimi bağlamında 21 Aralık kış gündönümünün Yel Ana–Ayaz Ata figürleriyle ifade edilen kozmik eşik niteliği ele alınmakta; bu eşikten sonra gelen 25 Aralık tarihinin Mitraizm, Sol Invictus ve nihayetinde Hristiyanlıkta İsa’nın doğumu sembolüyle nasıl ilişkilendirildiği ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada Saka kavramı, etnik bir indirgeme olarak değil, Türk/Turanî kozmolojinin tarihsel taşıyıcısı olarak değerlendirilmiştir.

Türk Kozmolojisinde Gök, Güneş ve Zaman Anlayışı

Türk mitolojik düşüncesinde gök, kutsalın yalnızca mekânı değildir; varlığın düzenini belirleyen kozmik ilkedir. Güneş ise bu düzenin görünür ve ölçülebilir tezahürüdür. Bu nedenle güneş, hiçbir zaman tapınılan bir nesne olmamış; kut, düzen ve sürekliliğin işareti olarak algılanmıştır.

Bahaeddin Ögel, Türk mitolojisinde zamanın doğrusal değil döngüsel olarak kavrandığını; bu anlayışın 12 Hayvanlı Türk Takvimi’nde somutlaştığını ve takvimin güneşin yıllık hareketlerine bağlı olarak yılın kırılma noktalarını kutsal eşikler şeklinde belirlediğini ortaya koymuştur [1]. Kazım Mirşan ise bu döngüsel zaman anlayışını yalnızca mitolojik ve kültürel bir tasavvur olarak değil, erken dönem Türk topluluklarının gök cisimlerinin hareketlerine dayalı kozmik ve astronomik bir zaman ölçüm sistemi geliştirmiş olmalarının sonucu olarak değerlendirmiştir [2]. Mirşan’a göre 12 Hayvanlı Takvim, güneş ve ay devinimlerini esas alan; ekinoks ve gündönümlerini kozmik düzenin yeniden kurulduğu eşik zamanlar olarak işaretleyen bütünlüklü bir olgudur [2]. Bu iki yaklaşım birlikte değerlendirildiğinde, Türklerde zaman anlayışının hem mitolojik sembolizmle ifade edilen kültürel sürekliliğe hem de göksel ritimlere dayanan kozmik bir ölçüm bilincine sahip olduğu; dolayısıyla 12 Hayvanlı Takvimin, folklorik bir döngüden ziyade, güneş merkezli kozmik zaman tasavvurunun tarihsel bir yansıması olduğu anlaşılmaktadır [1][2].

21 Aralık: Kozmik Eşik

21 Aralık, güneşin gökyüzündeki hareketinde en zayıf konuma indiği, gecenin en uzun olduğu gündür. Türk kozmolojisinde bu tarih bir “son” değil, yeniden doğuş ve dirilişin eşiğidir [1]. Türklerde bu eşik, mitolojik figürlerle anlatılmıştır: Yel Ana ve Ayaz Ata anlatıları bu bağlamda okunabilir.

Yel Ana; hareket, nefes, yeniden doğuş arzusu ve dönüşüm ilkesidir. Güneşi yeniden harekete geçiren kozmik devinimi temsil eder. Ayaz Ata ile birlikte 21 Aralık’ta yaşanan kozmik durma ve ardından gelen yeniden başlama sürecini sembolize eder [3][4]. Doğada hareket hâlinde olan Türk milleti, ilk kozmik hareketi fark eden millet olmalıdır. Hareketi fark etme, felsefe ve bilimin odak noktasıdır.

Ayaz Ata; soğuk, donukluk ve sınavı temsil eder. Eski yılın kapanışını,........

© Antalya Son Haber