YAŞAMAK, ZOR KULLANMAK VE HAYATIN TADI

Eğer birisi sizden sıdkını sıyırmış gönül bağını koparmışsa, sizi ortak geleceğinde görmüyor planlarında yer vermiyorsa, hayatınızda kalmak istemiyor ve hatta sizi hayatından çıkarmışsa geri döneceği yolları gözlemeyin. Elinizin kötü olduğunu, çıkmış taşa biteceğinizi, bu çocuğun artık okumayacağını görün, anlayın ve zorlamayın.

Hayatın ve yaşamanın zor olduğunu ama zor kullanarak elde edilen şeyleri elde tutmanın daha da zor olduğunu, bunun uzun bir huzur ve kalıcı bir mutluluk getirmeyeceğini, moralin bozulacağını, sinirlerin gerileceğini, gerildikçe de ağzınızın tadını kaçıracağını, sonunun pek de hayırlı olmayacağını bilin, anlayın ve uzatmayın…

Zorla güzellik olmayacağını, zorbalıkla, tehditle, şantajla ele bir şey geçmeyeceğini, uzatmanın fayda vermeyeceğini hissedin, anlayın ve kabul edin…

Ve hatta öyle bir anlayın ki, onu kirli sepetinde dahi tutmayın. Sağdaki ilk durakta bırakın ve geriye hasretle dönüp bakmayın.

Eğer sizi istemeyenleri aklınızdan ve kalbinizden uzaklaştırmazsanız, mental yorgunluktan çıkamaz, duygusal zorlukları aşamaz, sonunda daha çok mutsuz, daha çok huzursuz, daha çok agresif olursunuz.

Zorlamak, zorbalık yapmak; bir kimseyi zor durumda bırakmak ya da bilerek zor duruma düşürmek meşru ve kabul edilebilir yöntemler değildir.

Zorlama; özünde, “senin tercihine saygı duymuyorum, ben böyle istiyorum” demektir.

Zorlamak; bir şeylerin üzerine ölçüsüz (orantısız) gitmek, üstelemek, ısrarla talep etmek, çizilen sınırları ihlal etmektir…

Bilmediğiniz, tanımadığınız, yabancısı olduğunuz, pratiğine uzak olduğunuz bir şeye; açılmayan bir kilide, eğilmeyen bir nesneye, bükülmeyen bir cisme güç kullanarak müdahale etmek o şeyin kalıbını,........

© Antalya Son Haber