TÜRKİYE ÜZERİNE TEZLER |
Biliyorum, yazının başlığı Prof. Yalçın Küçük’ün o pek meşhur beş ciltlik eserinden mülhem. Aslında “mülhem” de değil, tıpkısının aynısı. Hem bu vesile ile uzun yıllardır hasta yatağında yatan Yalçın Hoca’yı da anmış olalım. Kendisine şifalar diliyorum.
Evet, son iki asır boyunca okuryazar bütün evlatlarımızın, entelektüellerimizin, aydınlarımızın sorduğu bir soruyu, şimdiki kuşaklar da sormaya devam ediyor; “ne olacak bu memleketin hâli?”. Yeryüzünde başka bir ülke, başka bir millet var mıdır ki tam iki yüz sene boyunca hep memleketin dertleriyle, meseleleriyle, geleceğiyle meşgul olmuş olsun. Araştırmak gerek, ama ben başka bir ülke daha olduğunu sanmıyorum.
Evet, sevgili dostlarım, son zamanlarda hakikaten bu ülkede “bir şeyler” oluyor. Ama aslında şöyle ifade etmek daha doğru olur; “öteden beri olmakta olanlar son şeklini alıyor”. Bu günlere bir günde gelmedik, bir hikayesi var. Evvelâ her birimizin şahitliğinde sergilenen ve her birimizin içinde rol aldığı bu hikayeyi çok kısa olarak hatırlayalım, sonra da geleceğe dair tahminlerde bulunmaya çalışalım.
Daha önceki yazılarımda da ifade ettim, Türkiye’nin 1923’de ilân edilen “seküler-laik ulus devlet” formatından çıkarak başka ve yeni bir rotaya sevk edilmesinin tarihi 1960’ların ortalarıdır, tam konsensüs halinde alınmış bir “devlet kararıdır”. Bu yeni rotanın tek cümlede özeti şudur; daha muhafazakar ve islami rengi daha belirgin bir toplum modeli ve Kürt etnik kimliğinin öne çıkacağı bir Türkiye coğrafyası! Dikkat ederseniz, Türkiye’nin son........