SOL’UN ÜÇ LANETLİSİ |
Bazen kendi kendime düşünüyorum, eğer Türkiye Solunun tarihi aşamalarını yazıyor olsam, hangi durakları yahut hangi büyük kırılmaları öne çıkartırdım diye. Herhalde bu soruya pek çoğumuz “12 Eylül Darbesi, 12 Mart, süreci, Mahirlerin infazı, Denizlerin idamı, 1 Mayıs 78 katliamı” falan diye cevaplar vereceğizdir, öyle tahmin ediyorum. Hiç kuşkusuz bu saydığım tarihsel olaylar Türk Solu açısından büyük kırılma anlarıdır, büyük dönemeçlerdir, kabul ediyorum. Ama benim listemde bu olaylar en başa gelip oturmazlardı. Yani bana bir gün; “Türk Solu neden başaramadı?” diye bir soru yöneltecek olursanız, cevabım yukarıdaki olaylar olmazdı. Ya da şöyle söyleyeyim; söze bu tarihi olayları sıralayarak başlamazdım.
Elbette böyle hacimli bir sualin, bir gazete köşe yazısına sığmayacağının farkındayım ve böyle bir tartışmaya girmeye de hiç niyetim yok. Aslında bu soruyu galiba bu şekilde ve bu açıklıkta benden başka soran da yok! Geçen seneler içinde ömrünün neredeyse tamamını sosyalist Türkiye davasına harcamış birkaç kişiye sormaya çalıştım bu soruyu; ama onlar da, tıpkı bizim İslamcılar gibi, meseleyi alıp gelip “dış güçlere” bağladılar. Hani biliyorsunuz, şu “dış güçler” var ya, hani şu Müslümanların gelişmesini, yücelmesini, güçlenmesini istemeyen ve önlerine bin yıldır sürekli engeller koyan “dış güçler”… Bu minvalde cevaplar aldım sizin anlayacağınız.........