Hegemonya sallanırken, dünya nereye tutunacak?
ABD’de haftalardır süren bütçe krizi, artık Washington’un klasik iç tartışmalarının ötesinde bir hâl aldı. Beyaz Saray’ın ışıkları kısılıyor, kamu kurumları maaş ödeyemiyor, federal sistem tıkanıyor. (Öyle ki, Pentagon’da asker maaşlarının bir kısmı ancak Trump’ın “yakın bir dostum” dediği özel bir bağışçıdan gelen 130 milyon dolarlık “yardım”la karşılanabildi. Dünyanın en güçlü ordusunun dahi maaşını dış kaynakla ödemek zorunda kalabildiği alışılmadık bu ABD tablosu epey düşündürücü.) Ama asıl mesele bu “teknik aksaklıklar” değil. Bugün Amerika, kendi “düzen kurucu” kimliğini, yani dünya ekonomisindeki güven merkezini, kendi eliyle aşındırıyor.
Mevcut hâlde ABD’de Donald Trump’ın ikinci dönemle birlikte güç kazanan politik hattı, devleti yönetme biçiminden çok, devleti dönüştürme biçimini gösteriyor. Trump, devletin temel mekanizmalarını, bütçe dâhil, kendi siyasi gündemini pekiştirmek için kullanıyor. Federal kurumların kapanması, harcama planlarının onaylanmaması, kamu hizmetlerinin felç olması... Bunların hiçbiri “beklenmedik kazalar” değil; aksine, Trump’ın ideolojik ajandasının tezahürü. Otoriteyi, bizzat kendi eliyle yarattığı krizlerin “yönetimi” üzerinden inşa eden bir anlayışın sonucu. Ancak bu krizlerin birikimi, Amerika’nın küresel kredibilitesini,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel