İnci Taneleri ve kadın metaforu üzerine

Evrensel boyutta en çok metalaştırılan unsur, tüm çağlarda olduğu gibi günümüzde de ne yazık ki halâ kadın. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke; coğrafi konumu itibariyle tipik bir Orta Doğu yapısallığını anımsatsa da Türklerin binlerce yıl öncesinde Orta Asya bozkır kültüründe kadının toplum ve aile yaşamı içinde çağdaş normlarda doğru biçimde anlamlandığı tüm tarihi kaynaklarca doğrulanır.

Avrupa medeniyetleri çocuk yaştaki kızları aile içi evliliklere ve ensest ilişkilere maruz bırakırken, Türkler’de kadınlar devlet ve ordu yönetiminde söz sahibiydi. Evlilik kızların kendi hür iradesine bırakılıyordu. Antik Yunan Türk topluluklarına barbar dese de özellikle yabancı kaynakların (Çin, Rus, Avrupa anallar/yıllıklar) hiçbirinde Türk topluluklarında tek tecavüz vakasına rastlanmaz çünkü kadına uygulanacak fiziki ve cinsel saldırının cezai yaptırımı ölümdür.

Nereden nereye evrildik, evrildik de; bırakınız aşmayı, ilerlemeyi, neden geriye bile gidemedik? Konuya sırf tarihi süreç üzerinden bile bakıldığında sosyolojik ve toplumsal yapımızı enine boyuna değerlendirecek bilince sahip olabiliriz. Bugün gelinen noktada kadın; görsel zevke hitaptan ibaret sadece fiziksel ve dürtüsel algıya hoş gösterilme çabasında…

2004 yılında Şener Şen’in başrolünü oynadığı Gönül Yarası adlı filmin 2024 yılında İnci Taneleri adıyla dizi versiyonu olarak ekranlardaki yerini almasıyla, çıplak bir kadın bedeninin tüm toplumsal olayları reytingler açısından geride bıraktığına şahit oluyoruz.

Mart ayının ilk haftasında dokuz, yeni haftada dört kadınımız, eski eşleri ve sevgilileri tarafından katledildi ama dizideki pavyon dansı sahnesi kadar ilgi görmedi. Erotizmin prim yaptığı ve oldukça ilgi gördüğü tüm bastırılmış duygularla baş etmeye çalışan geri kalmış ülke insanlarının yaptığı gibi, bizim toplumumuzda da baş tacı olmayı başardı bu dizi.

Konusu dram. Zaten acıdan beslenen ve çaresizliğiyle övünen, göz yaşına öykünen bir toplum için dram üretmek yapılabilecek en risksiz iştir. Ağlamayı seven insanlar isteklerini daha kolay elde ederler bu kural üzerinden yazıldığında senaryo oldukça başarılı görünüyor. Üzüntü, keder, gözyaşı ve acı denilen şey çözüm üretmek yerine eylemsiz kalmayı yani kolaycılığı öne çıkarır. Az çalışıp çok kazanmak, en kolay........

© Anayurt