ATACMS kararı ve Rusya'nın nükleer doktrin cevabı
Böylece Beyaz Saray’da geçiş süreci sorunsuz dahi olsa dünya ahvalinde önümüzdeki iki ayın farklı risk ve el yükseltmelerle dolu gergin bir bekleyiş süreci olacağı ortaya çıktı. Aslında Rus egemen topraklarına yönelik batı menşeili silahların kullanılması meselesi yeni el yükseltme konusu değil. Ukrayna karşı saldırısı başarısız olduğu ve Rusya’nın Donbas’da adım adım ilerlemesi yavaş bir modda da olsa devam edecek sinyalini verdiği andan itibaren Batı başkentlerinde tartışılıyordu. Caydırıcılığın bir gereği olarak, Rusya da bu el yükseltmeye el yükseltme ile cevap veriyor ve nükleer doktrinini revize edip, nükleer silah kullanma eşiğini düşüreceğini söylüyordu.
ATACMS kararı ve yeni nükleer doktrin: Karşılıklı el yükseltme
En son Ağustos-Eylül aylarında iki konu karşılıklı ısıtılmış ama taraflar kendi pozisyonlarını daha sert ve açık ifade etmek dışında resmi bir adım atmamışlardı. Bu hafta ABD, uzun süredir direndiği ABD uzun menzilli ATACMS sistemlerinin Ukrayna tarafından “sınırlı bir şekilde” Rus topraklarında derin vuruş için kullanılmasına izin verdi. Rusya da Eylül’de açıkladığı nükleer doktrin revizyonunu gerçekleştirdi. Böylece ATACMS’ler teknik açıdan nasıl bir silah kategorisi tartışmalarına gerek kalmadı. Bilindiği üzere ATACMS’lerin teknik açıdan tam uzun menzilli silah kategorisinde değerlendirilip değerlendiremeyeceği tartışılıyordu. Bu kategorinin cruise ya da ICBM olmadığı açıktı, ama hipersonik ve balistik bir sistemden bahsediyoruz. Rusya’nın revize etmiş olduğu yeni nükleer doktrininde Rusya’nın nükleer silahları kullanmasını tetikleyecek tehditler oldukça geniş bir kategori oluşturuyor orta ve kısa menzilli seyir ve balistik füzeler ile yüksek hedef gözeten nükleer olmayan ve/veya hipersonik silah sistemleri, hatta saldırı dronlarının Rusya ve müttefiklerinin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik yoğun bir saldırı çerçevesinde kullanılması Rusya için öncelikli tehditler arasında sayılmış. Kısaca Moskova, ABD’nin el yükseltmesine çok ciddi bir cevap vermiş durumda. Rusya’nın bu ciddi adımı nükleer doktrininin değişmeyen unsuru (yani Rusya’nın egemen varlığı ve toprak bütünlüğüne yönelik konvansiyonel ve nükleer savunmanın son ayağı nükleer silahların kullanılabilir olmasından geçer mantığı) ile birleştirildiğinde Batı başkentlerinin böyle bir el yükseltme için niçin 1000 küsur gün beklediği de daha net anlaşılıyor.
ATACMS ya da İngiliz-Fransız muadili Storm........
© Analiz
visit website