Yerel Yönetimler Reformu 1. Bölüm |
KİT’lerin çok yanlış bir stratejiyle hatta çoğunun peşkeş çekilerek te olsa satılması, ekonomimizin bu yükten kurtulmasını sağladı. Eğer doğru bir strateji oluşturabilseydik Türkiye’nin dış borcu milyarlarca dolar az olurdu. Daha az işsizlik sorunu yaşardık.
Arsa değerinden daha düşük fiyatla sattığımız tesisler oldu. Genelde özelleştirmelerde tesisin belli bir süre çalıştırılması şart koşulur. Bu süre zarfında çalıştırılacak işçi sayısı sözleşmede yer alır. Fiyat bu kriterlerden sonra gelir. Zira tesisin kapanması üretimin düşmesi, işsizliğin artması, fiyatların yükselmesi sonucunu doğurur. Hiçbir şekilde çalışamayacak, hantal fabrikalar kapatılır. Arsa ayrıca değerlendirilir. Böylece kamu malı peşkeş çekilmemiş olur.
1990’ların ortasında Türk Telekom muazzam bir tutara özelleştirildi. Özelleştirme rakamı dış borcumuzun toplamından fazlaydı. Yani özelleştirmeden gelecek parayla Türkiye dış borcunun tamamını kapatabiliyordu. Ama Mümtaz Soysal özelleştirmeyi AYM’ ye götürdü. AYM ihaleyi iptal edince ciddi bir kaynağı kaybettik.
Türk Telekom teknolojisini yenileyemedi. Finansal durumu nedeniyle gerekli yatırımları yapamadı. Piyasa özel sektöre açılınca ki, dünyayla rekabet edebilmemiz için açılması lazımdı, Türk Telekom’un değeri kısa sürede özelleştirme tutarının yüzde birine düştü.
2025 Türkiye’sinin KİT’leri belediyeler ve belediyelere ait şirketler. (BİT) Yolsuzluk ve israf sadece belediyeler de olmuyor elbette. Ama yolsuzluk ve israfı önlemek için, belediyelerin verimli çalışabilmesi için bir yerel yönetim reformuna ihtiyacımız olduğu kesin. Aksi halde belediyeler önce hizmet üretememeye başlayacaklar. Sonra iflas edecekler. Bu gelişmelere paralel olarak ekonomimiz üzerindeki........