Ülkemizdeki son durumun kısa analizi...

Son yıllarda ama özellikte 2023'te hiç düşünmediğimiz, beklemediğimiz pek çok badire yaşadık.

Hepimizin derinden etkilendiği 10 kadar ilimizi yerle bir eden, kurtarma çalışmalarından daha çok kurtarmama, hızlı ve etkin çözüm üretememe gibi pek çok şekliyle, her ne kadar 50 binlerde denilse de gerçeğin en az on katı olduğunu hesaplayabildiğimiz can kaybımızla yaşadığımız o kahrolası 6 Şubat depremiydi. O depremde dostun beceriksizlik ya da art niyet göstererek müdahalenin geç başlamasına ya da yetersiz yardım ve ihtiyaç sıralamasına bile dikkat edilmeden yapıldığına, dost görmediklerimizin ise her ülkeden insanların gelip canla başla göz yaşlarıyla, bizden biri olduklarına tanıklık ettik. Böyle büyük bir felaket mi yaşamak lazımdı bu dostluğu bu kardeşliği, neden hep insanca insancıl yaşamıyoruz diye sorduk kendimize ve duygulandık.

Kazandıklarıyla yetinmeyen ve asla doymayan, Mehmet Akif Ersoy’un da dile getirdiği gibi tek dişi kalmış canavarlar, her yerde savaş ve kan için son hızla çalışmaya devam ediyor. Öylesine bir aç gözlülük ki, ne kadın, çocuk, yaşlı, ne kutsal mabet, çevre, ne doğa hiçbir şey umurunda değil. Tek derdi tek başına az nüfusa çekmeye çalıştığı dünyayı, istediği düzende yönetmeye devam etmek. Savaşı kim başlatırsa başlatsın, hangi bahaneyi öne sürerse sürsün iki yüzlü ve riyakâr batı da savaş kan ve gözyaşı sevdalısı çıktılar. İnsanlığını yitirmemiş İspanya, İrlanda, Belçika, Türkiye gibi ülkelerde var elbette ama bir elin parmakları kadar bile değiller.

Türkiye Cumhuriyeti devlet olarak tüm bu yaşananlar arasında barış elçiliğine soyunup, barışın sağlanması için adımlar atarken, kendi askerleri peş peşe toprağa şeref verip şehit düşerken bayrağı yarıya indirip yas ilan etmeyi unutsa da İslam ülkelerinin savunucuları öldüklerinde, bayraklar yarıya indirip yas ilan edilecek kadar barış yanlısı rolünü üstlenmeye devam ettirdi. Burada gönül isterdi ki başka milletlerin insanından daha çok kendi vatanı ve şerefini........

© Anadolu Gazete