El kadar yavru ortadan kaldırılıyor. Katiller uzakta değil. Yakın aile çevresinden çok sayıda gözaltı ve tutuklu… Kim bilir o minicik beden, kimlerin hangi suçlarını örtbas için hayattan koparıldı.
Katiller, minicik bedeni yok etmek için olmadık hainlikleri sergilemiş. Oysa kuldan saklasalar, Âlemlerin Rabbi’nden kaçamayacaklarını bilmeliydiler.
Konuşulması kolay olmayan bir cürümden bahsediyoruz. Hangi saik, insan vicdanını, 8 yaşındaki bir yavrucuğu öldürmeye ikna edebilir? Bu cinayetin altından çok vahim, çok kirli ilişkilerin, yakın çevre içinde işlenmiş yüz kızartıcı suçların çıkması, kimseyi şaşırtmayacaktır.
Peki, bu ülkeye ve bu topluma ne oldu da insanın boğazına kördüğüm gibi oturan böylesine vahşi suçlar işlenebiliyor?
Sadece kendisini savunamayacak durumda olanlara karşı işlenmiyor böylesi suçlar. Yıl ortalamasına vurulduğunda, her güne bir kadın cinayeti düşüyor. ‘Erkek vahşeti’ veya ‘yanlış namus anlayışı’ deyip geçmek, biraz sığlık olmuyor mu?
Adını koyalım: Bir yönüyle ‘adaleti ıskalayan’ hukuk uygulamaları, başka bir yönüyle de caydırmayan karşılıklar söz konusu.
‘Sayın hırsız’ (!), karakoldan ellerini kollarını sallayarak, üstüne bir de mağdura nanik yaparak çıkıp gidiyor. Hırsıza hırsız demek bile mümkün olmuyor. Oysa bu vaka, o insan müsveddesinin bilmem kaçıncı suç kaydı olarak ‘fişine’ ekleniyor. Ama onun için önemli değil.
İtin teki, gidip bir vatandaşın ırzına tasallut ediyor. Yakalansa neye yarıyor? İspat edilse bile cezası caydırmıyor.
Nasılsa ‘tutuksuz yargılanmak üzere’ diye bir uygulama var. O da olmazsa, ‘cezanın açıklanmasının ileriye bırakılması’ veya ‘şartlı tahliye’ diye, mağdurla dalga geçen ‘güzellikler’ (!) mevcut… Bunlar........