GİRİŞ…
Türk milleti olarak zor bir coğrafyada yaşamaktayız. Bu coğrafyayı fizikî, beşerî, iktisadî, tarihi, sosyal ve kültürel olarak bilmek bu coğrafyada güven ve refah içinde yaşamanın şartlarındandır. Bu coğrafyada dünden bugüne ne olduğunu bilmek, bu coğrafyadaki mevcut durumu layıkıyla anlamayı ve anlamlandırmayı mümkün kılacağı gibi bu coğrafyanın geleceğine dair öngörülerin de isâbetli ve gerçekçi olmasını mümkün kılacaktır. Bu kapsamda bugünkü ve sonraki üç makalemin konusu da 14 Temmuz 1959 tarihinde Kerkük’te meydana gelen Türkmen Katliamına ilişkin olacak.
I. Dünya Savaşında Irak’ın İngilizler tarafından işgâli ve savaşın bitiminden sonra, Irak Türkmenleri (Türkleri) [1], otuz yedi yıl boyunca, 1921 yılında İngiliz mandası [2] olarak kurulan Irak Krallığının vatandaşları statüsünde kaldılar. Bin yıldan beri kendi Türk egemenliğinde varlıklarını sürdürmüş olan Irak coğrafyasındaki Türkmenler, böylece yeni kurulan düzene alışmaya çalıştılar.
Irak vatandaşı Türkmenler günümüze dek ülke içinde nice katliam, sürgün, tutuklama ve işkencelere muhatap olmuşlardır. Özellikle 1924, 1939, 1946, 1954, 1959, 1970, 1980, 1991, 2003, 2004, 2005 ve 2006 yıllarında Türkmenler büyük baskı, tehdit, hapis, sürgün, katil, ölüm, idam ve teröre mâruz kalmışlardır.
Türkmenlerin değişik tarihlerde mâruz kaldıkları katliam, sürgün, tutuklama, tedhiş ve sindirme olayları arasında 14 Temmuz 1959 tarihinde yaşanan Kerkük Katliamı, bunların en korkuncu sayılır.
Bu faciânın daha iyi anlaşılması için, katliam öncesinde meydana........