Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ), 62 yıllık geçmişi var. 101 yaşındaki Cumhuriyet’in 62 yılı, bu örgütün altımızı oymasıyla geçmiş. Daha da devam ediyorlar, ne yaptığının farkında bile olmayan hipnotize müritleriyle. İnat ve ısrarla hala kendi millet ve devletini, arkadan çelmeyle yıkmaya uğraşıyorlar.
2016 Eylül ayında adını hatırlayamadığımız, dünyadaki her türlü örgüt ve örgütlenme biçimlerini inceleyen bir akademisyen, “Dünyada ilk kez böyle bir örgütlenme biçimiyle karşılaşıyorum, benzeri yok” demişti. Her yerin ve her şeyin içine sızan, yavaş yavaş öldürmek üzere bütün organların işlevini bozan bir zehir olarak zerk edilmişti topluma.
Meşhur dergilerinin adı da ‘Sızıntı’ydı zaten, buram buram bozguncu sinsilik kokan, olumsuz anlam içeren ismiyle.
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi üzerinden yaklaşık bir yıl geçmiş, lisedeyiz. Yaramazdık, defalarca da hocalarımıza yakalandık. Daha geleli bir ay olmuş genç bir hanım hocamız, ertesi güne, İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını ezberleme cezası verdi.
Ertesi gün oldu, “Kalk bakalım Ali İnandım, ezberledin mi?” dedi. Aklı havada ergen aklıyla ne kadar olabilirse o kadarcık siyaset biliyoruz. Askeri darbe ne, onu bile daha anlamış değiliz içinden geçtiğimiz halde. O alaycı tavrına karşı koymak istedik herhalde, “İstiklal Marşı ile beni cezalandırıyoruz musunuz hocam?” diye döküldü ağzımızdan.
Duygularını kızararak gösteren bir hocamızdı, kızsa da sevinse de üzülse de. Hızla kıpkırmızı oldu, ardından bize uzun sürmüş gibi gelen bir sessizlik yaşandı. Sessizlik, “Ezberlemedin değil mi?” sorusuyla........