Bir ilhak projesi olarak Trump'ın Gazze planı: Uluslararası hukuk ne diyor?
Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, Trump’ın Gazze politikalarının uluslararası hukuka aykırı yönlerini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump seçilmeden önce Orta Doğu’da devam eden savaşı bitireceğini ifade etmişti. Trump’ın yemin töreninden 1 gün önce 19 Ocak 2025'te yürürlüğe giren ateşkesin de yine Trump hükümetinin girişimleri sonucunda hayat bulduğu iddia edildi. Nitekim ateşkes halihazırda devam ediyor ve Hamas ile İsrail arasında esir takası takvimi işliyor. Ancak, ateşkes devam ederken hem ABD hem de İsrail söylem ve eylemleriyle ateşkese uymayacaklarını deklare ettiler. İsrail ordusu bir yandan Filistinlileri öldürmeye devam ederken ABD de garantörü olduğu ateşkes planına aykırı tekliflerde bulunuyor.
Trump’ın Gazze halkının Ürdün ve Mısır’a transfer edilmesi teklifi bizatihi ateşkes anlaşmasına aykırıdır ve Mısır ile Ürdün tarafından da reddedilmiştir. Zira ateşkes metninde Gazze halkının güvenli bir şekilde evlerine geri dönebileceği yazmaktadır. Ayrıca metinde 3-5 yıllık bir süre içerisinde diğer devletlerin yardımıyla Gazze’nin yeniden imar edileceği ve nihayetinde ablukanın tamamen sona ereceği de yer almaktadır. Bu süreçte, ateşkesin garantörleri olarak da Mısır, Katar, ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) görev üstlenecektir.
Trump’ın Gazze teklifine bakıldığında, Hamas’tan rehineleri kurtardıktan sonra İsrail’in ateşkesi ihlal etmesine müsaade edebileceği ve Gazze halkını göçe zorlayabileceği açık bir şekilde gözlemlenebilmektedir. Oysa uluslararası hukukta self-determinasyon hakkına aykırı olarak bir halkın toplu şekilde yerinden edilmesi yasaklanmıştır.
ABD ve İsrail’in de taraf olduğu 1949 tarihli IV. Cenevre Konvansiyonu’nun “İşgal Edilmiş Topraklar” başlıklı III. Bölümünde yer alan 49. Maddesi işgal edilmiş topraklarda yaşayan halkın yerinden edilemeyeceğini ya da ülke dışına çıkarılamayacağını hüküm altına almaktadır.
Madde, "Sebebi ne olursa olsun, korunan kişilerin bireysel veya kitlesel olarak zorla nakledilmeleri ya da işgal altındaki topraklardan işgalcinin topraklarına veya işgal altında olsun ya da olmasın herhangi bir başka ülkeye sınır dışı edilmeleri yasaktır. Bununla birlikte işgalci güç, nüfusun güvenliği veya askeri gerekçeler zorunlu kıldığı takdirde, belirli bir bölgenin tamamen veya kısmen tahliyesini gerçekleştirebilir. Ancak bu tahliyeler, maddi koşullar sebebiyle kaçınılması mümkün olmayan durumlar haricinde, korunan kişilerin işgal altındaki toprakların dışına çıkarılmasını içermemelidir. Bu şekilde tahliye edilen kişiler, ilgili bölgedeki........
© Anadolu Ajansı Analiz
