menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Epstein meselesi ABD siyasetinin kara kutusu mu oluyor?

16 0
21.11.2025

​​​​Cincinnati Üniversitesinden Bekir İlhan, Jeffrey Epstein'in istihbari bağlantılarını, bu dosyanın ABD siyasetinde yarattığı etkileri ve ABD Başkanı Donald Trump'ın söylem değişikliğinin ne anlama geldiğini AA Analiz için ele aldı.

***

Son günlerde Epstein dosyaları, Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) tekrar gündeme geldi. ABD Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Epstein dosyalarının tamamının yayımlanmasını talep eden tasarı hem Temsilciler Meclisi'nden hem de Senato'dan geçti. Konu özellikle Cumhuriyetçi Parti ve Trump arasında büyük bölünme yaratmış durumda.

Jeffrey Epstein, çocuk istismarı şebekesi yönetme suçlamalarından Temmuz 2019'da tutuklanmıştı. Mahkemesi sürerken aynı yılın ağustos ayında hücresinde ölü bulundu. Ölümü kayıtlara intihar olarak geçti. ABD'li sunucu Tucker Carlson, Epstein'in İsrail istihbaratına çalıştığını iddia ediyordu. Kendisi Amerikan sosyetesinden siyaset dünyasına kadar birçok kişiyle irtibatlı biriydi. Epstein'in hem bu ilişkileri hem de suçlandığı konular düşünüldüğünde çeşitli istihbarat yapılarının olaya dahli şaşırtıcı bir ihtimal değil. Bu noktada Epstein'in kurduğu ilişkilerden elde edilen bilgi ve belgelerin şantaj ve tehditler yoluyla hedef kişilere karşı kullanılmış olabileceği söylenebilir.

Bu anlamda Epstein meselesi sonraki süreçte "Amerika'yı Tekrar Büyük Yap" yani MAGA tabanı olarak tanımlanacak sağ kesimlerin yıllardır "online" mecralarda dile getirdiği iddiaları kapsıyor. Bu iddialara göre içinde başta Demokrat Parti, sanat, spor ve iş dünyasından birçok ismin olduğu birtakım elitler, Jeffrey Epstein'in mülklerinde pedofiliden uyuşturucu kullanımına kadar çeşitli suçlara iştirak etmişlerdi. Söz konusu aşırı sağcı kesimler, bu iddiaları özellikle Amerikan müesses nizamıyla özdeşleşen çevrelerin ahlaken ne kadar dibe battığını göstermek amacıyla gündem yapmaya uğraşıyordu.

Seçim kampanyası sırasında Trump da dosyaların açıklanmasını sağlayacağı sözünü vermişti. Yine ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve Trump'ın bir oğlu da önceki yıllarda bu dosyaların tamamının açıklanması çağrısında bulunmuştu. Yani bu konu daha çok Cumhuriyetçi kesimlerin Demokratlara karşı kullandığı bir araç işlevi görüyordu.

Trump, işbaşına geldikten sonra şubat ayında Amerikan Adalet Bakanı Pam Bondi dosyaların masasında olduğunu söyledi. Bu açıklama özellikle MAGA kitlesinde büyük heyecan yarattı. Ancak Bondi'nin mayıs ayında Trump'a dosyalarda adının geçtiğini bildirdiği, yaz........

© Anadolu Ajansı Analiz