Herkes Kendi İsmi İle Çağrılmak İster

Kamâl Atatürk hakkında çok mübalağa yapılır. Öyle ki bir kısım insan kendisini tanrılaştıracak kadar ileri gitmiştir.

Peygamber Efendimiz (asm) için yazılan mevlide benzer yazılar yazılmıştır. Hâlbuki böyle bir şeye eğer yaşamış olsa idi en fazla tepki gösterecek kişi bizzat kendisi olurdu.

Mesela bazı tv kanallarına sahip olan bir çakma profesör “sabahlara kadar zikir çekmekten kan ter içinde kalırdı” diyecek kadar işi ileri götürmüştür. Akademik unvanlara sahip olan fakat işi gücü resmi tarih yalanlarını allayıp pullamaktan öte gidemeyen bazı şahıslar ise Kamal Atatürk’ün dindar bir insan olduğunu hiç çekinmeden söyleyebilmektedir.

Yalancılıkta o kadar ileri gidilmiştir ki artık geri dönüp yalanları düzeltme imkânı da kalmamıştır. Zira Grinko’nun dediği gibi “Yalanlarla istediğin yere gidebilirsin fakat geri dönemezsin” O halde yaptıkları, işi çirkefliğe vurup bağırıp çağırmaktan başka çare yoktur.

“Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış” derler. Aynen bu şekilde putperestlere yakışır şekilde insanüstü bir yaratık olarak sunulan Kamal Atatürk aleyhinde tek kelime konuşturmamayı marifet sayan insanlar çoğalmıştır. Bunlar sahip olduğu özel tv kanalları yetmiyormuş gibi kamu kurumu olan devlet kanallarında da mangalda kül bırakmıyorlar. Kamal Atatürk’ü dindar bir insan gibi yutturmaya çalışıp halkımızın aklını karıştırmayı marifet sayıyorlar.

Aziz Nesin, “Gerçek Müslüman Atatürk’ü sevemez. Seviyorsa ya........

© Akasyam