menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Ah Şu Kaliteli İnsan Rolleriniz Yok mu? Bitiyorum…”

8 0
previous day

Gerçekten olduğumuz kişi miyiz, yoksa iyi oynadığımız bir rol mü?

Hiç düşündünüz mü gün içinde kaç defa gerçekten “siz” oluyorsunuz?

Sabah işe giderken, okulda biriyle konuşurken, sosyal medyada bir gönderiye yorum yazarken ya da kalabalık bir ortamda sessizce köşenizi beklerken…

Bu anlardan hangisi size ait, hangisi toplumun sizden beklediği “kaliteli insan rolüne” ait? Modern insan belki de hiç olmadığı kadar iyi oynuyor; öyle ki bazen kendi oyununa kendisi bile inanıyor.

Gündelik yaşamda sık sık karşılaşıyoruz. Bir arkadaş grubunda herkes nezaket sınırları içinde aşırı ölçülü davranıyor, kimse çıkıp “Aslında böyle düşünmüyorum” diyemiyor. Çünkü “kaliteli insan” dediğimiz şey çoğu zaman sessiz kalmayı, uyumlu olmayı ve kimseyi rahatsız etmemeyi gerektiriyor.

Peki bu gerçekten bir erdem mi, yoksa iyi paketlenmiş bir kaçış mı?

Sosyal medya kullanımımız bunun en bariz örneği. Herkes “çok okuyan, çok anlayan, çok değer veren” biri gibi görünmek istiyor.

Fotoğrafların altına bırakılan uzun uzun paragraflar, “hayat dersi” veren sözler, nezaketin en mükemmel hallerini yansıtan yorumlar…

Dışarıdan bakınca hepimiz neredeyse kusursuzuz. Ama biri bize gerçek bir eleştiri getirdiğinde, o rol bir anda düşüyor ve içimizdeki tahammülsüzlük tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor. Çünkü rol yapmak kolaydır; ama rolü taşımak sabır ister.

Aslında mesele biraz da şu:

Kaliteli insan olma arzusu kötü bir şey değil. Her insan daha iyi olmak ister. Fakat burada tehlikeli olan, “iyi olmayı istemek” ile “iyi görünmeye çalışmak”........

© Akasyam