Gazze ve Biz
Şöyle bir cümle ile başlamak istiyorum bu yazıya.
Gazze’li mücahitlerin hayatları pahasına anlattığı ve yaşadığı din-i mübini İslam’ı oturduğu yerden kıpırdamaya dahi tenezzül etmeyen insanların anlayabileceğini sanmıyorum. Kaval çalmaya gerek de duymuyorum bu insanlar için.
İsteyen anlar.
O yüzden din, insanı harekete geçirir. Din, insanı ayaklandırır. Din, insanı haksızlıklara karşı diklenmeye, zulme karşı haykırmaya sevk eder. Din, dünyaya Allah’ın istediği düzenin gelmesini ister.
Okumalarımız olmalı. Geleceği okumak adına gidişatı doğru okuyacak bir anlayışa sahip olmalıyız. İçinde bulunduğumuz sıkıntılardan kurtulmamızın öncüllerinden biri de bu olsa gerek. Yol alan mermiyi doğru okumayan insanlar merminin hedefini de kestiremezler.
Hedeflerimiz olmalı. Hedefe matuf hayallerimiz olmalı. İcraatlarımız şenlenmeli artık.
Bugünü, Filistin’i, Gazze’yi, İran’ı, Türkiye’yi, Mısır’ı, İsrail’i, ABD’yi olması gerektiği vechiyle okumamız şart. Diyorum ki bugünü okumayan ya da doğru okuyamayanlar, yarını nasıl yorumlayabilirler ki?
Doğru okumalar yapmamız lazım. Yoksa Iskalarız hep.
Günün birinde İsrail’in sınır tanımayan vahşetine karşı Orta doğu ülkeleri birleşecek. Durum onu gösteriyor. Gidişat o yönde. Bu topraklarda yeşeren ayrık otlar (İsrail) el birliğiyle mahpus kılınacak olması gereken saksıya ya da yolunup atılacak tarladan. İyi biliyoruz ki küfür devam eder ancak zulüm devam etmez.
Şimdiye kadar İsrail’e füze saldırısı düzenleyen bir Yemen........
© Akasyam
visit website