Tuttuğumuz oruçlar bedenimize format atarken okuyacağımız Kur’an, takip edeceğimiz mukabeleler, dinleyeceğimiz vaaz-u nasihatler de zihinimize, düşüncemize, yaşantımıza, savunduğumuz dünya görüşüne, içinde bulunduğumuz siyasete format atmalı. Bu mübarek ayın sonunda tuttuğumuz oruçlar neticesinde vücudumuzun her türlü mikroptan temizilendiği gibi düşüncelerimiz de her türlü virüsten, her türlü şirk, nifak ve küfürden temizlenmeli… Berraklaşmalı… Billurlaşmalı…
Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Kur’an bütün bir hayatı Ramazan kılmak üzere bu ayda inmeye başlamıştır.
Ramazan ayında indirilen bu kitap çokça okunmalı, anlamaya yönelik çalışmalara biraz daha ağırlık verilmeli. Çevredeki insanlara bu ilahi mesajlar daha kuvvetli bir şekilde sunulmalı. Hazır cinni şeytanlar bağlıyken insi Şaytanlar da bu vesileyle bağlanacakları noktaya sevk ve idare edilmeli. Kur’an’ın bu ayda indirildiği sosyal hayatta fark etmeli/ettirilmeli.
Okuduğumuz Kur’an’da; bilhassa lanete uğramış Yahudilerden bu kadar fazla ve teferruatlı bir şekilde bahsediyor olmasının en önemli nedenini sanırım şimdilerde Filistin’de uygulanan soykırımdan anlayabiliyoruzdur. Kör değilsek, sağır değilsek ve kalplerimiz de kilitlenmiş değilse bu durumun farkına erkenden varırız.
Gerek Siyonistler tarafından gerek Hristiyanlar tarafından gerekse de başka başka adlar altında Filistin ve Filistin gibi işgale uğramış diğer ülkelerin kurtuluşu; Yemen, Malezya ve Güney Afrika devletleri gibi ortaya koydukları mücadele ile ölümüne tarafını belirleyen ülkelerin eliyle gerçekleşecektir.
Medeni(!) Dünyanın, insanların zihninde oluşturmaya çalıştığı büyük bir algı, büyük bir operasyon var: Hristiyan Avrupa ve yandaşlarının Müslümanlara yönelik dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar gerçekleştirdikleri her saldırıyı birer “Meşru Müdafaa” olarak kabul etmektedirler. Maddi tüm imkanlar bunun için........