Yasalar Yetmez: Vicdanı da İnşa Etmeliyiz |
İki gün önce paylaştığım bir alıntı bugün çok daha somut, acı bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.
Konfüçyüs’ün işaret ettiği gibi: “Halk yasalarla yönetilir ve cezalarla yola getirilmeye çalışılırsa, onlar kendilerini cezalardan kurtarmaya çalışacaklar; ama hiç utanç duymayacaklardır. Onlar erdemle yönetilir ve terbiye gerekleriyle yola getirilmek istenirse, utanç duyacaklar ve böylece iyi olmaya çalışacaklardır.” Bu sözler artık yalnızca felsefi bir hatırlatma değil; toplumsal bir alarm zili olmalı.
Günümüzde gördüğümüz çarpıcı olgu şu: İnsanlar davranışlarını sadece yasaların öngördüğü cezalar ışığında biçimlendiriyor. Bir hata yaptığında, suç işlediğinde veya yolsuzluğa karıştığında ilk akla gelen şey “cezadan nasıl kurtulurum?” oluyor. Vicdan, utanç, sorumluluk — yani insanı iyiye yönlendiren içsel mekanizmalar — geri plana itiliyor. Sonuç: Kuralların boşlukları, ilişkilerin gücü ve paranın sağladığı koruyuculuk ile birlikte adalet mekanizmalarını manipüle edebilenler, toplumsal yaşamı zehirliyor.
Bu durumun sonuçları herkesin görebileceği kadar açıktır. Hukuk kitaplarında her şey yazılı olabilir; ama insanın yaptığı her davranışın, her kirli pazarlığın, her iftiranın doğuracağı ahlaki yük, kanun metinlerinde değil kalbimizde saklıdır. Eğer biz toplum olarak çocukluktan itibaren vicdanı,........