İlk seçimle meclis aritmetiği oluşturan ikinci seçimle bir nevi referandum niteliği taşıyan bu seçimin sonuçlarını okuyunca bir kesimin kaybettiği aşikardır.

Peki bunlar neyi kaybettiler, neden kaybettiler acaba?

*Güçlendirilmiş parlamenter zihniyet getireceğim diyenler,

*Cumhurbaşkanını Çankaya'da göz hapsine alacağız diyenler,

*İstanbul sözleşmesini geri getireceğiz diyenler,

*Barolar birliği, Tabipler birliği, Belediyeler birliği,

*Paris özerklik şartını getireceğiz diyenler,

*Salahattin Demirtaş’ı serbest bırakacağı diyenler,

*Yeşil Sol olarak seçime giren HDP kaybetti.

Bu millet yeni bir vizyon ile geleceğe bakmak isterken, birileri hile hurda ile devleti kafese, milleti de kodese koymak istiyor.

70 yıllık geçmişiyle bu ülkeye huzur ve güven kazandıramayan parlamenter sistem, hükumetin ensesinde olup, her an ona ayar verebilecek bir parlamenter sistem, yasama ile yürütmenin iç içe geçtiği parlamenter sistem, millet vekilleri ayarlanarak, yerine göre tehdit ederek istediği yasanın çıkmasına engel oluşturabileceği, gerekirse vekil satın alınarak hükumet düşürebileceği parlamenter sistemin neyini geri getireceksiniz?

*Pakistan parlamentosunda iki vekile ayara verip İmran Han hükumetinin düşmesini ne çabuk unuttunuz?

Külliyede şu anda 120 devletin büro şefliği faal olup yeni dünya düzeni için gece gündüz mekik dokurken, bir haftada bir çok toplantı ve konferansa ev sahipliği yapılırken, Cumhurbaşkanlığının hükumet kabini ile istikrar ve güven sağlanırken nasıl oluyor da halkın seçtiği Cumhurbaşkanını Çankaya’ya hapsedeceksiniz? Sizin ferasetiniz bu kadar kıt, basiretiniz bu kapalı mı?

İstanbul sözleşmesinden medet beklemek akıl karı değil, o sözleşme ki Aile düşmanı ve partner sözleşmesidir.

O sözleşme ki, 3.maddesinin f bendine göre bir babanın kız çocuğuna yaptığı uyarıyı şiddet sayılıyor,

O sözleşme ki, eve yabancı bir erkeği alan eşe uyarmayı kocaya suç sayıyor,

O sözleşme ki, 12.maddesinin 5.bendine göre din ve namus anlayışını tanımıyor,

O sözleşme ki, 4.maddesindeki “cinsel eğilim” hakkı ile erkek erkek, kadın kadınla evlenmeye imkan vermek için devletten yasal düzenleme istiyor,

O sizleşme ki, “kadının beyanı esas kabul ederek” erkeği adamdan saymıyor,

O sözleşme ki, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” adı altında kadın erkeği karşı karşıya getiriyor,

O sözleşme ki, kadın ben istemediğim halde kocam beni okşadı, öptü derse kocayı taciz/cinsel şiddet uyguladı diye evden atıyor.

Ben 7 sıkıntı yazdım ama inanın 70 ayrı sıkıntıya bile sebep olabilecek bir sözleşme ve koca koca adamlar bunu geri getireceğiz diyorlardı.

Tabi hararetle İstanbul Sözleşmesini savunan Barolar Birliği, Tabipler birliği, Belediyeler Birliği kaybetti.

Beyefendi Paris Özerklik Şartı getireceğini vadediyordu, “aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış” öyle kolay mı birilerine bu memleketi, bu milleti peşkeş çekmek, kimi kime yem atıyorsunuz?

Oh ne ala, sen gel ülkeyi belli bölgelere ayır, bir de özerklik ver, sonra senin partnerin HDP gece gündüz huzursuzluk oluştursun, yetmiyor bir de bağımsızlık referandumu yapsın, yetmiyor bir de leş kargası Birleşmiş Milletler buralara konsun ve ülke bölünsün öyle mi? haydi oradan sersem!

“Salahattin Demirtaş’ın çıkmasını istiyorsanız bize oy vereceksiniz” derdi Bay Kemal. O Demirtaş ki 6-8 Ekim olaylarının baş aktörüdür. O ve ona destek veren örgüt Yasin Börü’nün kanında boğuldular, baksanıza her geçen gün HDP oy kaybına uğruyor. Ayrıca o karanlık ruh Salahattin Demirtaş’ı öldürterek onun kanı üzerinde de bir oyun düzenlemek istedi ama başaramadı, Salahaddin Demirtaş ceza evinde değil göz hapsindedir, ortam müsait olsa bir gün çıkar,

Demirtaş, şu anda Recep Tayyip Edroğan’a

Kürtlere Kürt kardeşlerim dediği için,

Kürt meselesini çözmek için gövdesini taşın altına koyduğu için

Baldıran zehirini içer, yine Kürt sorunu çözerim dediği için “seni başkan yaptırmayacağız” demesinin cezasını çekiyor.

HDP, CHP’nin partneridir. CHP Kürt dili üzerinde Kürt vatandaşlarımızın canına okudu, HDP de din ve namus anlayışını örseledi ve her geçen gün sinsice bunu sürdürüyor. Yüzlerce yarım hoca da buna alet oluyor, bir gün Kürtler bunun içi yüzünü öğrenirlerse HDP’nin ismi Kürtlerin yaşadığı çoğrafyada kullanılamaz olacak. Tabi gerçekten din ve namus anlayışı kıt olan kirli ruhlu kimseler yine savunacaklar.

İşte görüyorsunuz, bu zihniyete Allah gün yüzünü göstermesin, yoksa vala işimiz haraptır. Umarım Cumhurittifakı bundan böyle cesaretle hareket eder ve hak yolunda yürümeye devam ederiz. Yoksa bu millet yeri gelir ona da tekmeyi vurur haberiniz olsun.

Mesele bu kadar açık.

Selam ve selametle kalın.

QOSHE - Bu seçimde kimler kaybetti? - Eyüphan Kaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bu seçimde kimler kaybetti?

2 0
30.05.2023

İlk seçimle meclis aritmetiği oluşturan ikinci seçimle bir nevi referandum niteliği taşıyan bu seçimin sonuçlarını okuyunca bir kesimin kaybettiği aşikardır.

Peki bunlar neyi kaybettiler, neden kaybettiler acaba?

*Güçlendirilmiş parlamenter zihniyet getireceğim diyenler,

*Cumhurbaşkanını Çankaya'da göz hapsine alacağız diyenler,

*İstanbul sözleşmesini geri getireceğiz diyenler,

*Barolar birliği, Tabipler birliği, Belediyeler birliği,

*Paris özerklik şartını getireceğiz diyenler,

*Salahattin Demirtaş’ı serbest bırakacağı diyenler,

*Yeşil Sol olarak seçime giren HDP kaybetti.

Bu millet yeni bir vizyon ile geleceğe bakmak isterken, birileri hile hurda ile devleti kafese, milleti de kodese koymak istiyor.

70 yıllık geçmişiyle bu ülkeye huzur ve güven kazandıramayan parlamenter sistem, hükumetin ensesinde olup, her an ona ayar verebilecek bir parlamenter sistem, yasama ile yürütmenin iç içe geçtiği parlamenter sistem, millet vekilleri ayarlanarak, yerine göre tehdit ederek istediği yasanın çıkmasına engel oluşturabileceği, gerekirse vekil satın alınarak hükumet düşürebileceği parlamenter sistemin neyini geri getireceksiniz?

*Pakistan parlamentosunda iki vekile ayara verip İmran Han hükumetinin düşmesini ne çabuk unuttunuz?

Külliyede şu anda 120 devletin büro şefliği faal olup yeni dünya düzeni için gece gündüz mekik dokurken, bir haftada bir çok toplantı ve konferansa ev sahipliği yapılırken, Cumhurbaşkanlığının hükumet kabini ile istikrar ve güven sağlanırken nasıl........

© Akasyam


Get it on Google Play