Hani bir söz vardı, “yetmez ama evet” deniliyordu ya, işte bizim de o mesele.

“Efendim Ak Parti 20 yıldır iktidardadır niye şunu yapmadı, bunu yapmadı” diyenler var ya vicdansız, izansız, gereksiz konuşan insanlardır diye düşünüyorum, aslında bu şekilde konuşmaya başlayan bir kimsenin ikinci cümlesine kulak vermemek lazım.Ben üç ilginç kırılma noktasını paylaşmak isterim.

*Hatırlayın 2008 yılında Anayasa mahkemesine dandik nedenlerle şikayet edilen Ak parti 11 kişilik üyelerin 5’e 6 oyuyla kapanmaktan kurtuldu. Yani mahkeme başkanı Haşim Kılıç o gün müsbet oy kullanmazsaydı Ak Parti kapanıyordu.Gerekçe neydi? irticai faaliyet, yani müslümanların bir derece rahat yaşamaları için yapılan ufak tefek yasal ve yönetmelik düzeyinde iyileştirme ve bir o kadar da fiili rahatlama.

*Çözüm süreci diye bir süreç başlattı, HDP’nin önünü açtı, olabildiğince manevra alanını genişletti, HDP 80 vekille Meclise gitti ve “ben çözüm için değil, kaos için geldim” dercesine hükumet kurmak için 17 vekile ihtiyacı olan Ak partiye destek olmadı ve sokaklara döndü. Ben o zaman HDP yetkililerine dedim ki 20 vekil ayrılın başka bir parti kurun ve Ak partinin politikalarına destek verin, ama bu teklifim karşılık bulmadı, 5 ay sonra yapılan erken seçimde HDP 21 vekil kaybetti.

“Baldıran zehiri de olsa içerim yine bu sorunu çözerim” diyen cumhurbaşkanının HDP tarafından cevabı; “seni başkan yaptırmayacağız” oldu, başka bir ifade ile “senin bu sorunu çözmene müsaade etmeyeceğiz” dediler.

İçeride ve dışarıda bazıların taleplerine direnen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişimiyle devre dışı bırakılmak istendi elhemdulillah mağlup oldular ve darbe başarısız oldu.

Ya 17-25 aralık olaylarına ne demeli? peki gezi olayları o da ayrı bir dert, 6-8 ekim olayları ve daha nice nice sıkıntılar…

Bu mudur 20 yıllık iktidar?

Eğer Erdoğan’ı rahat bıraksalardı kanaatimce

1-Konfederal İslam Devleti kurulacaktı,

2-İslam dinarı ile dünya ekonomisi bir az nefes alacaktı,

3-Birleşmiş Milletler İslam dünyasına daimi üye düzeyinde veto hakkını tanımak durumunda kalacaktı,

4-Dünyadaki bu kaos ve kargaşa minimize edilmiş olurdu,

5-İsrail’in yuları bir derece çekilirdi… vs.

Çözüm sürecinin akamete uğradıktan sonra MHP ile iş birliğine gitmek zorunda kalan Ak Parti siyasi hava gereği milliyetçi, bir dece de ırkçılık kokan kavramlar yeniden siyaset diline girdi, “her türlü ırkçılığı ayaklarımın altına aldım” demişti, şimdi o kesimle dayanışma durumunda kaldı.

Başkaları buna itiraz etse de Kürtlerin hiç itiraz etmeye hakları yoktur. Çünkü Kürtler Erdoğan’ın uzattığı kardeşlik elini havada bıraktılar.

Halbuki, Erdoğan o dağda inen gençlerden katl u kitala katılmayanları orman kanunun x maddesine göre silahlarıyla birlikte vazifelendirerek emekli edecekti.

Çünkü o gençlerin her birinin dağa çıkmak için ayrı bir hikayesi vardı, onlar eski kadarlık devletin oluşturduğu zulümden kaçan insanlardı, hakikat şu ki hiçbir vatandaş güle eğlene çocuğunu dağa göndermemiştir, en azında ben ne duydum ne gördüm, ama hala da Kürt vatandaşlarımız en az üç günlük hazırlık ile çocuğunu askere uğurluyorlar.

Hele gidin bir araştırın Fırat Üniversitesinden kaç genç dağa çıkmış;adi, şerefsiz, kendini milliyetçi kabul eden kimi sözde öğretim üyesi Kürt çocuklarına; “sizin ne işiniz var burada, sizin dağda olmanız lazım” diyen nice vatan hainleri var orada.

Diyarbakır’ın Hani ilçesinde bir köyünde müfreze bir eve basık düzenlemiş, Kürtçe kaset arıyor, arayıp da bulamayınca evin erkeğini kelepçeye vurmuşlar, eşini de arayamıyorlar kadın eleman olmadığı, için asker kadına diyor ki; “hele sallan üzerinde kaset varsa düşebilir” kadıncağız erkeğinin gözüne bakarak hafif sallanıyor, şerefsiz güvenlik görevlisi alay edercesine “az daha sallan, az daha sallan” diyor, o genç birkaç gün sonra nezaretten döner dönmez dağa çıktı, o karakola saldırıda bulundu ve öldürüldü. Hey dünya hey!

Eğer siz hain arıyorsanız çözüm sürecinde dağa çıkanlar haindiler, bunu rahatlıkla söyleyebiliriz, çünkü rahatlık onlara batıyordu ki, dağa bağa çıkıyorlardı.

Cumhur ittifakı şu andaki haliyle hem Kürt vatandaşlarımıza, hem Anadolu insanın bir nefes aldırabilecek niteliktedir. Bahçeli bu konuda uyumlu bir insan olduğu kanaatimi koruyorum. Çünkü artık o eski ırkçı söylem ve eylemler tutmuyor.

Dolayısıyla Türkiye'nin yüzyılında bu ülkenin %90 sorunları çözülecek, çözülmeli bunu da ancak cumhur ittifakı yapabilir.

Millet ittifakı bir kere millet ile barışık değil. Avrupa'nın ve Amerikanın aferinleri için yarışan bir suni oluşum, yedi başlı yönetimle bu ülkeye ne hizmet götürülebilir? Ben bunları halka faydalı bir hizmet edeceklerinde de inanmıyorum.

Ayrıca minik Erdoğanlar, minik Yıldırmlar, minik Arınçlar gibi kimselerin de edebinde durmalarını istemek de vatandaş olarak hakkımızdır. Yeni yüz yılda “ben şunun oğluyum, bunun oğluyum” diyenlerin yeri yoktur, ona göre.

Biz Müslüman Dünya medya grubu olarak cumhurun tarafıyız yanlışlarına da itirazımız var, bu böyle biline!

Selam ve selametle kalın.

Eyüphan Kaya

Müslüman Dünaya medya grubu imtiyaz sahibi

QOSHE - Biz Cumhurun Tarafıyız Ama! - Eyüphan Kaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Biz Cumhurun Tarafıyız Ama!

4 0
25.04.2023

Hani bir söz vardı, “yetmez ama evet” deniliyordu ya, işte bizim de o mesele.

“Efendim Ak Parti 20 yıldır iktidardadır niye şunu yapmadı, bunu yapmadı” diyenler var ya vicdansız, izansız, gereksiz konuşan insanlardır diye düşünüyorum, aslında bu şekilde konuşmaya başlayan bir kimsenin ikinci cümlesine kulak vermemek lazım.Ben üç ilginç kırılma noktasını paylaşmak isterim.

*Hatırlayın 2008 yılında Anayasa mahkemesine dandik nedenlerle şikayet edilen Ak parti 11 kişilik üyelerin 5’e 6 oyuyla kapanmaktan kurtuldu. Yani mahkeme başkanı Haşim Kılıç o gün müsbet oy kullanmazsaydı Ak Parti kapanıyordu.Gerekçe neydi? irticai faaliyet, yani müslümanların bir derece rahat yaşamaları için yapılan ufak tefek yasal ve yönetmelik düzeyinde iyileştirme ve bir o kadar da fiili rahatlama.

*Çözüm süreci diye bir süreç başlattı, HDP’nin önünü açtı, olabildiğince manevra alanını genişletti, HDP 80 vekille Meclise gitti ve “ben çözüm için değil, kaos için geldim” dercesine hükumet kurmak için 17 vekile ihtiyacı olan Ak partiye destek olmadı ve sokaklara döndü. Ben o zaman HDP yetkililerine dedim ki 20 vekil ayrılın başka bir parti kurun ve Ak partinin politikalarına destek verin, ama bu teklifim karşılık bulmadı, 5 ay sonra yapılan erken seçimde HDP 21 vekil kaybetti.

“Baldıran zehiri de olsa içerim yine bu sorunu çözerim” diyen cumhurbaşkanının HDP tarafından cevabı; “seni başkan yaptırmayacağız” oldu, başka bir ifade ile “senin bu sorunu çözmene müsaade etmeyeceğiz” dediler.

İçeride ve dışarıda bazıların taleplerine direnen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişimiyle devre dışı bırakılmak istendi elhemdulillah mağlup oldular ve darbe başarısız oldu.

Ya 17-25 aralık olaylarına ne........

© Akasyam


Get it on Google Play