Bana ne, sana ne, diyemezsiniz!

İnsan olmak bir bedel ister, yüce Allah insanı yeryüzünde halife olarak yaratmıştır. Dolayısıyla vazifesi Allah’ın emirlerine göre yaşamaktır/yaşatmaktır. Zaten Cihadın asıl anlamı Allah’ım emirleri ile halk arasında engel olan kişi, kurum ve kuruluşları aradan çıkarmaktır. Bu uğurda malıyla, canıyla mücadele edenlere de mücahit denir.

Bu gün dünya “ilahi öğretiyi” unutmuş, insanı aklıyla yönetilmeye yeltenmiş vaziyette ve bir türlü sağlıklı bir hayat için dikiş tutturamıyor, kalka düşe zikzak eden hayat çekilmez bir hal aldı.

Kendince yeni kavramlar türeten insanlık dünyayı sözde cazibedar kavramlarla oylarken Gazze zulmünde insanlığın arka yüzü ortaya çıktı, yetersizliği anlaşıldı.

Güya Demokrasi, İnsan Hakları ve Özgürlük kavramlarıyla deist bir hayat tasarladılar ama yetmedi. Anlaşılan o ki bu kavramlar sadece Allah’ın emrine karşı birer argüman olarak kullanılıyormuş!

Aslında insana yakışan bu değil, insana yakışan; sahih rivayetlere göre 124 Bin peygamber, 313 Resul ve 5 Ulül azm peygamberin getirdiği ilahi mesajın özeti olan Kur’an ve sünneti dikkate alarak yaşamaktır.

Bu ilahi emirlerin bir kısmı kişinin nefsine hitap ediyor ki o emirleri yerine getirenlere Salih kimseler deniyor. Bir kısım emirler de başkasını düşünerek toplum yararına faaliyetlere hitap ediyor, bu vazifeyi yerine getirenlere muslıh(islah edici kimse) deniliyor.

Kendi nefsiyle ilgilenen, müzmin bir hayat yaşayan kimseler genelde toplum içinde sevilirken, toplumun sorunlarıyla ilgilenip, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyerek varlığını hissettiren kimseler pek sevilmiyor.

Bunun en bariz örneği Hatemül Enbiya Peygamberimiz Hz.Muhammed’in durumudur, kendisi peygamber olmadan önce çok........

© Akasyam