Hava puslu ve karanlık

İki hafta evvel yazdığım yazıya şöyle başlamıştım: “…Türkiye ilginç bir ülke. Tam hız bir yöne doğru gidiyormuş gibi görünürken, direksiyonu bir anda kırarak sizi kontrpiyede bırakır.” Geçen hafta ve bu hafta olanlar da bu sözü doğrulayan örnekler oldu. Gelişmeler bir o yana bir bu yana dönüyor ama değişen bir şey yok.

Normalleşme derken, Bahçeli Öcalan’ın Meclis’te konuşmasının yolunu yapıyor ve açıyor derken, önce CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer “PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında” tutuklandı ve yerine kayyum atandı. Sonra, DEM’li Mardin, Batman ve Halfeti belediye başkanlarına el çektirilerek yerlerine kayyum atandı. Halkın oyuyla seçilen belediye başkanlarının yerine kayyum atanması Türkiye’de bilindik –ama kabul edilemez– bir uygulama hâline gelmiş olsa da, son bir ay içinde olanları rasyonel bir çerçevede anlamlandırmak kolay değil.

Tabii, bazı şeyleri tam olarak bilemememizin, bazı bilgilerin alacakaranlıkta kalmış olmasının da payı var bunda. Yine de insanın “Madem iki-ü. hafta sonra muhalefet partilerinin yönettiği belediyelere kayyum atayacaktınız, protesto edenleri sokak ortasında coplayacak, gazlayacaktınız, tüm o normalleşme söylemlerine, Öcalan’a Meclis yolunu açmaya ne gerek vardı?” diye sorası geliyor. Maksat kayyum atamaksa, zaten senelerdir keyfî biçimde oraya buraya kayyum atayıp........

© Agos