İyiyi kuracak deneyimler

Geçen ay Avlu Sanat Galerisi’nin davetlisi olarak Eskişehir’deydim. Uzun yıllardır gitmediğim şehri bu defa biraz dolaşma imkânım oldu.

Belki benim dolaştığım yerlere özgüdür ama gördüğüm kadarıyla şehir, geniş caddeleri ile insana ferahlık duygusu veriyor. Yeşil alanlara dokunulmamış ya da yeni yeşil alanlar yaratılmış gibi kendinizi betonun içinde hapsolmuş hissetmiyorsunuz, yeşilin içinde soluklanıyor, nefes alıyorsunuz.

Gençlerin yoğunluğu ve cıvıltısı içinizi neşe ile dolduruyor, burası üniversiteler şehri. Adım başı, kültür sanat atölyeleri, müzelerle karşılaşıyorsunuz. Belediye bisiklet yolları yapımına da başlamış.

Son gittiğimde şehrin ortasından geçen Porsuk çayı pislik içindeydi ve kokuyordu. Porsuk, temizlenmiş, üzerinde gondollarla geziliyor. Restore edilen odun pazarı, şehrin en çok turist çeken alanı. Toplu ulaşım olanaklarıyla, geniş caddeleri, yeşili ve bisiklet yollarıyla şehir insana göre tasarlanmış, demek ki istenince oluyormuş. İnsanda yeniden gelmeliyim hissi uyandırıyor.

Avlu Sanat Galerisi ise mekânıyla insanıyla adım attığınız andan itibaren samimiyetin, dostluğun ve dayanışmanın bütün sıcaklığıyla karşılıyor sizi, sarıp sarmalıyor.

Çok kıymetli dostlar edindim burada. Söyleşi sonrası kurulan sofranın, sohbetin tadı hâlâ damağımda.

Avlu Sanat’ın hikayesi, kendilerinin aktarımıyla şöyle:

“Avlu Sanat’ın kuruluş yolculuğu, ressam Gülser Tuna’nın çalışmalarını sürdürme ihtiyacıyla eşi Yüksel Tuna’yla birlikte bir ev kiralamasıyla başlıyor. Eskişehir’in Odunpazarı semtinde iki katlı eski........

© Agos