Prof. Dr. Mustafa Durmuş – Türkiye’deki barınma sorunu, hem bir konuta sahip olamama hem de son yıllardaki yüksek kira artışları yüzünden giderek ciddi bir sosyal soruna dönüştü.
Emekçilerin asgari ücrete, emeklilerinse kök ücretlerine zam yapılması taleplerini dikkate almayan siyasal iktidarsa, sadece enflasyondaki değil (özellikle de gıdada), aynı zamanda konut fiyatları ve konut kiralarındaki yüksek artışları da görmezden geliyor.
Konut kiraları son 9 yılda 6 kattan fazla arttı
Oysa Türkiye’de 2015 yılındaki ortalama konut kira fiyat endeksini 100 kabul ettiğimizde, 2024 yılının ilk çeyreğinde bu endeks 6,6 kat artarak 663 oldu. Yani son 9 yılda kiralar yüzde 663 kat arttı:
Sadece enflasyonda değil kira artışlarında da birinciyiz!
Böylece Türkiye, tıpkı enflasyonda olduğu gibi, konut kiralarındaki artış açısından da OECD ülkeleri arasında ilk sırada bulunuyor. Dahası, Türkiye’deki konut kira fiyatlarındaki bu artış, kendinden sonra ikinci büyük artışa sahip olan Litvanya’dakinin 3,7 katından fazla.
Türkiye’deki asgari ücret düzeyinin düşük olmadığını Endonezya, Tayland, Şili ve Kolombiya örnekleriyle kıyaslama yaparak veren Bakan Şimşek acaba bu ülkelerin hiçbirinde kiraların Türkiye’deki gibi bu denli hızla artmadığının farkında mı?
Örneğin Kolombiya’da kira fiyat endeksi sadece 137 oldu. Oysa aynı dönemde Türkiye’de endeks ise 663 oldu. Yani Türkiye’de kiralar Kolombiya’ya göre neredeyse 5 kat arttı. Ama Bakan Şimşek bunu görmüyor ya da görmek istemiyor.
Emekçiler artık ev kirasını ödeyebilmek için çalışıyorlar
Özetle, Bu ülkede emekçiler artık sadece kendilerine açlık sınırının altında ücretleri layık gören patronlar ve yüksek faiz ve işlem masrafı ödettiren tefeci bankalar için çalışmıyor aynı zamanda ev sahipleri için de çalışıyorlar.
Yani açlık ve yoksulluk düzeyinin altındaki ücretleri; fahiş kârlar, faizler/işlem masrafları, kiralar ve vergiler biçiminde emekçilerden geri alınıp tekrar zenginlerin ve devletin kasasına konuluyor. Ayrıca devletin aldığı vergilerin çoğunluğu yine bu zenginleri daha zengin yapmak için, onlara hizmet eden düzeni sürdürmek için harcanıyor.
Arsa-arazi sahipliği temel eşitsizlik kaynağı
Keza birçok ilde konut fiyatları, nüfusun çoğunluğunun karşılayamayacağı seviyelere ulaştığından konut, emlak yatırımcıları ve spekülatörler için olduğu kadar, ev sahipleri için de genellikle kazançlı bir yatırıma dönüştü. Bugün çok sayıda konut sahipliği, yüksek kira ve arazi fiyatı enflasyonu yoluyla toprak sahiplerini daha da zengin ediyor ve milli gelirin alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına akmasına........