menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KAYIP HALKA: KOMÜNİST ÜTOPYA İLE GERÇEK ARASINDA

13 5
11.11.2025

MEHMET TAŞ / LONDRA – 1917’de Lenin önderliğinde Bolşevik Parti’nin iktidarı ele geçirmesiyle dünya tarihinin ilk başarılı sosyalist devrimi gerçekleşti.¹ Rus Çarlığı’nın yıkılmasıyla ilan edilen Sovyet Devrimi, kapitalizmin aşılabileceği ve yeni bir toplumun inşa edilebileceği inancını tüm dünyaya yaydı. Ancak 70 yıl süren bu tarihsel deneyim, 1991’de aniden çöktü. Ne Stalin’in merkezileşmiş ve totaliter yönetimi, ne de Gorbaçov’un “perestroyka” ve “glasnost” adıyla bilinen yukarıdan reformları devletçi sosyalizmi kurtarabildi.²

Bugün Çin, Küba ve Vietnam gibi ülkelerde benzer modellerin sürdürülmesi, sosyalizmin tarihsel ve ideolojik temelleri açısından hâlâ bir tartışma konusudur. Bu ülkelerdeki devletçi yönelim, özgürleşme hedefiyle değil, kalkınmacı pragmatizm ve rejim güvenliği kaygısıyla yürümektedir.³

Devletçi Sosyalizmin Mirası ve Türk Soluna Etkisi

Ekim Devrimi’nin dünya çapındaki etkisiyle kurulan Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve ondan türeyen siyasal yapılar —TİP, EMEP, Sol Parti, TEP vb.—, sosyalizmi devletin yönlendirici gücüyle inşa edilebilecek bir sistem olarak tasavvur ettiler.⁴ Bu anlayış, yarım yüzyıldır Türkiye solunun teorik yenilenme ve toplumsal kök salma yeteneğini sınırladı.

Bu yönelim, Marx’ın Komünist Manifesto’da dile getirdiği “özgür üreticiler toplumu” idealiyle açık bir çelişki içindedir.⁵ Marx’ın teorisinde devlet, sınıflar arası tahakkümün bir aracı olarak tanımlanır ve dolayısıyla sosyalizmin nihai hedefi, devletin ortadan kalkmasıdır.⁶ Oysa Sovyet deneyimi ve onu izleyen modeller, devleti ortadan kaldırmak yerine, devleti mutlaklaştırarak toplumu onun arkasına yerleştirdiler.

Kayıp Halka Metaforu

Bu tarihsel sapmanın merkezinde, “kayıp halka” olarak adlandırılabilecek bir kopuş vardır. Kayıp halka metaforu, Komünist Manifesto’daki devletsiz, özgürlükçü toplum vizyonu ile reel sosyalizmin tarihsel pratikleri arasındaki derin uçuruma işaret eder.

Bu terim, amaç ile pratik arasındaki kopukluğu simgeler: yani, teorik olarak hedeflenen komünist........

© Açık Gazete